5
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
738
Okunma
ıslak yalnızlığın
dünyayla kımıldayan ellerine ölüyorum
dilimde akşamdan kalma ırmak bestesi
içime koşan çığlığın bahar mühründe
ağaç ıslığı
öyle esaslı nefes boğazın iki yakasında
mütemadiyen bir kuyunun sevimli hıçkırığını ısıtıcak martılar
martılar ki çocukların oyunu
yokluğa uyanan sisli akşamların
mavi penceresi akıyor saçlarıma
suskun duvarların kelebeğine
uyanan menekşe
çadırlı hayallerle yükselirken
çarpar kıyılara telaş
yeniden doğmanın beyaz dalına
göç eder uçurtmalar
yıldızlar koşar kaçıncı geceden
karanlığa..
savrulur ekinlerin ellerinde kuş gülüşleri
bir toprakla büyür güneşin yeşili/
yaprağın şarkı söyleyen moru
bütün bunlar rüzgar üfürüğüyle
mum yakan
kızılından şarabın dem vaktine
ateş düşerken
su yürüyor
bir sarnıç bahçesi oluyor gözlerim
ince ince yağan yağmur iskeleleri
ses veren gül kalabalığı eğildikçe
kulağıma..
bir çocuk içime kaçıyor
badem çiçekli gölgelerin yurd kanatlarına
bir haller oluyor
uzağı görüyorum
.....
5.0
100% (12)