3
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
764
Okunma

Şu karşı dağlara sırtım yaslasam,
Aç kalıp otuyla canım beslesem,
Avazım çıktıkça yara seslensem
Acep yârim avazımı duyar mı.
Mecnun gibi düşsem yollara garip.
Kimseler olmasa yaramı sarıp
Yüreğim gül diye yara koparıp
Versem Yârim bu halimi sorar mı.
Gezinsem maralın gül toprağında
Koklasam kokusun gül yanağında
Ünsiyet arasam dal yaprağında
Acep yârim perdesini açar mı.
İnlesem ney gibi gece ve gündüz
Sunsam cemaline nergisle sündüs
Dikilsem bağında farz etki bir süs
Acep yârim selamımı duyar mı.
Bir bende misali yanına varsam
Kapı eşiğine yüzümü sürsem
Katlime fermanı eline versem
Acep yârim kapısından kovar mı.
Yârin yüzü olsa boran fırtına
Başım alıp gitsem öldü kastına
Cümle âlem gelse benim yasıma
Acep yârim saçlarını yolar mı.
Ağlasa akrabam bacı kardeşim
Düşman aramayın yardır kalleşim
Anlar herhalukar ne çok sevmişim.
Acep yârin dideleri dolar mı.
Anlayıp sevdama, oda ağlasa
Onunda yüreği aşka dağlansa
Gözleri yolumda hayale dalsa
Acep yarın gül benizi solar mı?
Kavuştursa bizi Yüce Mevla’mız
Yari bakiyedir aşk-u sevdamız
Bir bahane bu yollarda sedamız
Acep yârin o nur yüzü gülermi
Atila Yalçınkaya
15 Şubat 2014 Cumartesi
5.0
100% (6)