14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1719
Okunma

Kan
Kabil’in mirasıdır toprağa
Ve aslında
Bu uzun şiirin ilk sözü “kün” ise
Diğeridir ölüm…
Bana yağmuru anlat
İlk günüde mehtabı, başakları
Ardından adını an
Al adını…
Rüzgar susturmak için emvacı
Hırpalar iken şekvacı
Ellerinde kırbaç izlerini taşır
Yalan
Kabil’den kalma bir fermandı
Habis ruhuna
En kuytu köşesinde
Fakat en aşikarı…
Şimdi tortulu bir vazgeçiş korkusu
Yalanın, ölümün ve biraz da gülüşün ortasında
Demek yaşıyorsun…
Kötü filmlerdeki kötü kadınlar gibi
Bağrı açık bir elbisenin içinden geceye dalıyorum
Acı üstüne acı
Üstüme acı…
Yazık ki, her daim etik değil sancı
Kış pususu genç bir yazın boşta kalmış kollarında
Dizleri yaralı ve küskün bir öğle vaktinde zaman
Yemin olsun ki, pişman değilim
Ellerinin üstüne limon satan çocuğun
Vazgeçtiğime pinhandan!
Yüreğime sıkıntı basıyor sokaklar dolusu
Seni mi dinlemeliyim yoksa İstanbul’u mu?
Gece üstüme düşerken
Üşüşürken baykuşlar dallarıma
Gözlerim mi kanamalı guruba dalmaktan…
Yoksa…
Sen her şiirimi gömerken ellerinde
Ah ölmeli mi ölmemeli mi esbabım…
Ölüyorum…
Demek ki, varım…