7
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
956
Okunma

SÖYLEYECEKLERİ BİTMEYİNCE SUSTURAMADIM
ELÇİYE ZEVAL OLMAZ
Adım Kovit Ondokuz; kavramıyorsa beyin
Yormayın kendinizi, kısaca "Virüs" deyin.
Hatır sormak isterken çalıp kapıyı tek tek
Telaşlı gördüm sizi; hem hayli korkak... ürkek
Nerede düne kadar kükreyen onca erkek?
Yok mu sizde hiç yürek; güçlü olan sizsiniz (!)
Ah... siz ne kadar dönek... ne kadar acizsiniz.
Utanıp sıkılmadan ters yüz edip her işi
"Allah var mı yok mu"ya getirdiniz şer işi
Kim demiş Hakk’a isyan bir meziyet, er işi
Sönmeyen bu ateşi körükleyen sizsiniz!
Her taraf kibir leşi; ne kadar acizsiniz.
İbret ihtar ederken kabir kokulu muhit
Bela aramıştınız; hem nasıl; dünden şedit!
Ne aşınız kurtarır sizi ne maske ne kit
Bozulunca o ahit dara düşen sizsiniz!
Bitap hâliniz şahit; ne kadar acizsiniz
Her türlü önlem ile korunsa da bir beden
Ayarı bozuluyor; düşündünüz mü "Neden?"
Ne canı yâr fâniye, ne uzuvları, ne ten
Az fırsat bulsa öten nankör, namert sizsiniz!
Bir virüse nisbeten ne kadar acizsiniz.
Hani Hakk’sız düzene şafaklar kurmuştunuz
Hani Yapay Zekâya kıyama durmuştunuz
İsyan ederken azgın, hayli kudurmuştunuz
Yarım kaldı muştunuz; zelil olan sizsiniz!
Yakmadan tutuştunuz; Ne kadar acizsiniz
Rus, Fransız, İngiliz, Amerika, Çin vardı
Dünya beşten küçüktü, hedefte Tek Din vardı
Suratlarda bol kibir, yüreklerde kin vardı
Gücü olan şımardı; şımartan siz, sizsiniz!
Her yanı korku sardı; ne kadar acizsiniz
Hani krallarınız... sultanınız... şahınız?
Nerde uçak geminiz... nükleer silahınız?
Niye arşa çıkıyor dokunmadan âhınız?
Artarken günahınız zevke dalan sizsiniz!
Kesildi iflahınız; ne kadar acizsiniz
Deniz ceset kusarken nebze nimet çok size
Türkistan kan ağlarken rahat, huzur yok size
Umulur ki ders olur yaşanan bu şok size
Solan şu benzinize sebep olan sizsiniz!
Su kaçsa genzinize ne kadar acizsiniz.
Muhabbet sarayına çadır kurdukça inat
Meptezel hevanıza dardı koca kâinat
Hadsiz hayalleriniz ufka çırparken kanat
Haz köz oldu gök Sırat; surat asan sizsiniz
Ne âh dindi ne feryat; ne kadar acizsiniz...
Sandınız ki şirk mübah; haram, zulüm size hak
Sandınız ki; kuruyan, solan ,düşen bir yaprak
Sandınız ki; öç almaz bastığınız bu toprak
Müntakim O, O Mutlak! Fâni olan sizsiniz!
Şu manzaraya bir bak! Ne kadar acizsiniz.
Neylesin kutsal mekân ruhsuz insan selini
İkrarı lafta kalan çeksin kirli elini
Hurafe hamuruyla yoğurup amelini
İslam’ın temelini sarsan güruh sizsiniz!
Dert bükünce belini ne kadar acizsiniz.
Adaletin kör gözü Ortadoğu’ya baksa
Uğrayış sebebimi söyler Mescid-i Aksa
Mekke, Medine mahzun, umre’yle hac yasaksa
Kâbe’de kimse yoksa; cezalı siz, sizsiniz!
Ok ilâhi bir oksa ne kadar acizsiniz.
Gelişim boşa değil; elbet bir sebebi var
Her afetin gayesi azgın beşeri ihtar
Eksiğiniz hayli çok; en başta ahlak ve ar
Emir kati vakit dar; muhatabım sizsiniz!
Rahman olmasa O Yâr ne kadar acizsiniz.
Yarın kıt aklınızla çare bulsanız ne ki
"Ol!" deyince Yaradan çıkar gelir öteki
Farzedin sözüm abes, söylediğim afaki
Ben miyim siz mi zeki? Pençemdeki sizsiniz!!!
Tesbit yalan mı peki? Ne kadar acizsiniz.
Adım Kovit Ondokuz; gelse de birgün sonum
Bir "KÛN!"la başlar doğum; Gecikmez mutasyonum!!!
Mecit AKTÜRK