1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
667
Okunma
Ufak bir kız çocuğu düşünün
Yalnız, kimsesiz ve korkak
Karanlık odalar da, aydınlığı bekleyen
Canı yansa da, içine atarak ağlayan
Sevilmeyişi, yüzünün çirkinliğinden değil
Ademoğlunun çirkin yüreğinden olan
İyilik görmeyen, etrafı kötülüklerle sarılan
Yardım eli uzatılmayan, kenarıya fırlatılan
Çığlığı göğ’ü titretse de, kimsenin umurunda olmayan
Sessizliğin ta orta yerinde doğan
Karanlığın doğurttuğu
Yalnızlığın büyüttüğü o küçük kız..
Bu gece, o istenilmeyen kız sizin kalıplarınızdan sıyrılıyor
Yollarına diktiğiniz o kaktüsler’e katlanmayacak
Düştüğü zaman, kimseden yardım eli beklemeyecek
Kaç kez düşerse düşsün, her düşüşün de tek başına ayağa kalkacak
Rahimden yetim doğan bu kız, yalnızlığın anası oldu
Ölüm ona ulaşmadığı sürece, bu zalim dünya da dimdik duracak
Kalpleri kaya’dan bile katı olan ademoğulları
Bir gün musalla taşına koyuldukların da
Yalvarışlarını duysa dahi dönüp arkasına bakmayacak
Kalbin de zerre kadar değeri olmayan insanlar için tek bir damla göz yaşı dahi akıtmayacak
Bu gece, bana edilen yazığın değerince canınız yansın
Tatlı rüyalarınızın, kâbusu olsun âhım
Hôr gördüğünüz küçük kız’a yalvardığınız günler gelmeyecek mi sanıyorsunuz?
Öyleyse, hakimiyet’in hâlâ sizde olduğunu düşünmeye devam edin!
Bu dünya’nın diğer dünyası da var, bunu kıt akıllarınızdan çıkartmayın!
Burada gösterdiğiniz çirkinliği, orada da gösterecek olmanıza indandırın kendinizi.
Bahanelerin ardına saklamanın verdiği acı sonuçlar ile yüzleştiğiniz o gün anlayacaksınız
Hayatın sizde adil davranmadığını.
Ölüm yokmuş gibi davranmanız, bu yolun dönüşü varmış gibi konuşmanız içler acısı!
Kırdığınız kalpler’in, aldığınız âh’lar’ın ağırlığı yüreklerinize yük olsun.
5.0
100% (2)