SEVECEĞİM SENİ

Derdim, dermanım, karın ağrım baş tacım...
Deli dolu kabına siğmazım benim...
Aşk yumağım, sevgili pıtırcığım...
Bilirim sevilmeye aç okşanmaya alışık olmadığını...
Merak etme!..
Bu yüzden severken sessizce seveceğim seni...
Geçmişten gelen gönül yaralarınla seveceğim seni...
Ve öyle naif okşamalarla, kanatmadan seveceğim seni...
Biliyor musun?
Seni bir gün değil, ya da geçici hevesle değil, bir ömür mutlu ederek seveceğim seni...
Ve amasız
ve fakatsız
ve yoruldum demeden
ve mutsuz etmeden seveceğim seni...
Çünkü sen, dualarımın, verilmiş sadakamın karşılığısın...
Tanrının bir lütfu, Tanrının bir emanetisin bana...
O Tanrı adına yeminler olsun ki, yine o Tanrı adına incitmeden seveceğim seni...
Seni bana getirenlere minnet duygusuyla,
Seher’e,
Nevin’e,
Ali’ye
Veli’ye,
Ankara’ya,
Kadıköy’e,
İstanbul’a, yani bütün şehre ve şiire söz veriyorum onları mahcup etmeden seveceğim seni...
Hiç olmadığı kadar temiz, bembeyaz bir sayfa açtım yüreğimde...
Yine söz veriyorum!..
Onu kirletmeden, leke düşürmeden seveceğim seni...
Benim içimde, senin için yaşayan biri ben, bir de sen var!..
İçimdeki seni ve beni öldürmeden seveceğim seni...
Gerçeğim de, düşüm de sensin...
Sen öyle çok, öyle çok güzelsin ki; içimdeki seni çirkinleştirmeden seveceğim seni...
Bilirsin, sen suslarla prangaya çekili, ben ise paramparça bir serseri...
Sana serseri yemini, sana serseri sözü... daha da parçalanmadan, dağıtmadan, dağılmadan seveceğim seni...

Efkan ÖTGÜN