Anadolu’mun büyük bir şehridir.
Bu şehrimin güzel bir ilçesidir.
Diğer ilçelerden onu ayıran
Yaz kış her zaman yeşil olmasıdır.

Yeşilliğiyle ün kazanmıştır.
Yeşil Tire olarak da tanınır.
Tarla bahçesinde zeytinliklerle
Her bir sokağında turunçlar vardır.

Ulu bir tarih burada oturur.
Gez gez, illa gezmedik yer bulunur.
Ta Anadolu Uygarlıklarından
Osmanlı’ya değin izler tozunur.

Namı diğer Cami-i Kebir yapıtı
Sultan Keyhüsrev’ den bizlere kaldı.
Cuma namazı kılmak nasip oldu.
Günümüzde dimdik ayakta kaldı.

Bu kadar mı, Hafsa Hatun Camii
Kadızade, Gürcü Melek Camii
Daha sayamadığım onlarcası
Asırlardır ezanları davet etti.

İmaret, han, hamam, kervansarayı
Bedesten’i, İki Kapılı Han’ı...
İçinde baştan aşağı bir çarşı,
Nasipte orada çay içmek de vardı.

Keçecisi, nalburu, urgancısı
Semerci, yorgancı ve helvacısı
Arnavut kaldırımlı yokuşları
Hayran kaldım sana Tarihi Çarşı.

Ya Pirleri ve de evliyaları...
Kurt Baba, Seyyid Dede, Arappınarı...
İbn-i Melek hem alim hem de kadı.
Doyurmuştur kim bilir kaç aç ruhu.

Tire’min tarihi dokusu budur.
Gidip görenleri hem de pek çoktur.
Sözüm henüz burada tam değil;
Daha gezip görülecek yer çoktur.

Devam edecek...