60
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2188
Okunma

sesi bir yaz günü koyu kuytu ormanın
en gölgelik yerinden çalıntı yaprak hışırtısı
sözü baş ucumda en sevdiğim romanın
en doğduğum yerinden alıntı varak yaldızlısı
-I-
adam
anlatırken hayatını daha başından diyor ki;
"... işte o gün o’nu da bıraktım.
taşlarımı da."
.....
heyy bakışı katar katar hatırat
sıra dağlar kadar meskûn yâr!
sana hem kavi hem kallavi
sana hiç edilmemiş bileyli yemin
kimsenin aklına serilmemiş
renk renk iplik iplik el yapımı bir ahdım
bir de senin için gizli bahçemde ekilmiş
günden güne boy atan
tozpembe bir bahtım var!
gayrı ruh tenden
alır da başını gider mi bilmem
ten hâlâ böyle misk kokar mı
-sana varana dek billahi silmem!-
tut ki herşey yerli yerinde
sen orada durur musun kurumamışsan
kalır mı sesinde o kuytuluk o billur huzur
sözün hâlâ anamın iki şefkatli eli
iki şeftali ağacı -ki artık ham değil bal-
ki biri neredeyse ötekisi onun tam dibi
ayrılık yok gayrılık yok bitmiş gitmiş sanrı falan
tanrı tamam demiş bundan ötesi yalan!
ah bilmem ki alır mı kırılsa da aşkın kolu
içinde kalır mı şu çaresizliğimin yen’i
yepyeni pırıl pırıl ve saf bir gün
doğar mı dağlarının ardında sâf sâf
-doğar zira doğuncaya kadar ölmem!-
.....
-II-
kadın
anlatırken hayatını vaha içinden diyor ki;
"... işte bir gün o’nu da bırakacağım
yaşlarımı da."
JD