5
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1115
Okunma

Örtün geceyi
örtün elektrik direklerini
sokak lambalarını
Yüksek kulelerin üzerlerini
köprüleri
ve sesi size her benzemeyenin ağzını,
Yerli ve acayip milli kaplumbağalar pudra şekeri çekerken
hisli mi hisli tavşanlar ustalık eserlerine doğru depara kalktı
kanal pissingtanbul
128 milyar milyon sen bilmem kaç milyonu ne yaptın diye tartışırken
yahut tartışamazken.
Şarkılar söylüyorum sana
nükleer sağanakları eşliğinde yok olacak bu dünya Tanrıdan kıyamet bekleme
sesim kötü
ama olabildiğine sen ciğerlerime dolan hava
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca diyen Didem hanımın
gülleri
gülüşüne yaslanıyor senin
Ben aşktan çok şey anlarım matmazel Didem hanımı güzel sevemeyenler utansın
Ben sana mecburum diyen İlhan beyin
kimin adını aklında mıh gibi tuttuğunu bilmem
ilgilenmemde böyle şeylerle
içim elbet ısınır
içinde
bu bana yeter
bu dünyayı sevmeye bile yeter
Küçük şeylerle mutlu olmam
işime gelmez
senli şeylerle mutlu olurum
Şiirin delikli
ve
geçimsiz yerinde
bol iç çekişli bir öğle vakti
hiç tutulmamış bir farzı bozmak için tutarım orucu
görsem tanırım seni
duysam tanırım seni
ah ne görmek ne duymak koklasam tanırım seni
hele birde öpersem
ezberlerim
ezberim iyidir
uzat ağzını.
Hayyam söyleye durur hiçliği
Tarihin ilk nihilisti
şu üç
beş
yedi
yüz yirmi sekiz milyar dolarlık dünyada
Dağılırken alem
birbirine karışırken renkler
iyi veyahut kötü yoktur
Sadece kötüler
ve kötülüğün dölleri akar çarpık zihinli Havvaların rahimlerine
Etrafıma baktım
tam yüz yirmi sekiz kere
nefesi kirlenmemiş çocuk dahi kalmamış.
Şiirin şirin evladı değilim
zaten şiirde bir cinsel uzuv değil
zanneden
ve
sokacak yer arayan
hücreleriyle oynasın
güzellik lekelidir
zorla olmaz
zorlamasan olmaz
ol deyince olur mu bilmem.
Yuvarlanıyor bir şeylerin çehresi
ruhumu katıyorum corona testlerine
Uçurtmasın sen
mısın diye sormuyorum
bildiğimi okumayı seviyorum
Kucak dolusu bir armağandır gece
ve
sen tüm armağanların açıldığı yerde gülüşümde.
Durmadan dönüşen devrilen değişen ve dönekleşen bu devranda
ölümlü arzularımın tam ortasında
tin
den
töze
dönüşürken etim
Gülmek ve tebessüm etmek arasındaki o ince ama büyük farkı hissedip
yolu uzatmak için ayak sürüdüğüm ilk gün gibi
Sen
Silah mısın
Kan mısın diye sormuyorum
Senin için buraya biraz tuz
biraz şeker
ve ellerimi
ve ağzımı
ve şiiri bırakıyorum
durup dururken en olmadık yerde aklına geleyim
geleyim ki
ısınsın gülüşünle iklim
bu sene iyi kış yaptı
yüz yirmi sekiz milyar dolarım yok ki yakıp ısınayım...
5.0
100% (7)