2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
678
Okunma
Merhaba; vazeçilmezim, merhaba
Hiçbir yerde değer biçilemezim
Acı şu halime, bir yol geliver
Gir gönül evime, er bu sevgime
Barıştır beni kendimle, buluştur seninle
Büyü gözlerimde, yıldızlara uzan güzelliğinle
Ben küçüleyim zerren olayım ışığının
Damarlarında dolaşan, damlası evrene bedel
Kanının akyuvarları olayım, müstesna canının
Fedaisi benim gör işte; sözcükten silahlarım,
Dizelerden hisarlarım, şiirlerden kalelerim
Kirpiklerinin ucunda vatanım
Aşkının kıyısında yurdum…
Yâr, yâr! Umutla biçtiğim atlas libasları
Nice nice Hint kumaşlarını hiçe sayan yâr
Gözlerimdeki nükleer reaktörü görmeyen
Günü birlik geziler gibi aşkınla kör gönüllere
Görkemli ülke mücevheratını bir bir döken
Kıskançlık kıskacında yüreğimi söken yâr……
Gel yine de sen gel…
Yeter ki sen gel çıldırtan huyunla.
Beni bende bırakıp da söndürtme yıldızları
Sana sal deli kalbimi, al; yerlere çal!
Sal beni senden yana;
Savur bağrımı sana sana
Küllerimden tutuşur nice yıldız
Gözlerinde buluşur gül ile nergis
Yaslı hicranların bağrında yaşarken
Kavuşursak feleğin kanadını kırarız biz
Gücüne gitmesin ol gani Huda’nın
Söylettiğin bunca kahırlar, sitemler
Yaralı yüreğimde kök salan dipsiz sevdanın
Leylasını görmek için okuyanlar bu şiiri
İçsinler tılsımlı suyunu kadim doğanın.
En kuytuda kalan kır çiçeklerinin hatırı için
Yüce dağlarda esen rüzgârlar misali
Es bağrıma yâr! En kuru rüzgârın da olsa
Görsün gözlerim en azından gölgeni!
Es de sen es yâr! Umuduma ver yeni bir nefes
Ve bir ses ver ses! Güzelliğinin başı için
Çaresiz, umarsız kalmışım işte hiçliğin sınırında
Koma beni sensizlik çarmıhında
Dola sözlerine,
Hapset gözlerine,
Tut beni
At en derin hücrene
Uyut beni, …….
Muharrem Delibaş ( 1-3 Nisan 2016- 30 Ocak 2021)
5.0
100% (3)