1
Yorum
3
Beğeni
4,8
Puan
434
Okunma
Ne sıradan ne savruk olsun gizli aşkımız
Yaşansın tılsım gibi soldurmadan mahları
Cehenneme de çıksa gönlümün haritası
Ateş gömleği olsa sen giydir günahları
Elde mi düşünmemek, görmek istemek seni
Ve giymemek kıskançlık örgülü ak kefeni
Geç beni ,mest edersin seni bir an göreni
Azrail’siz alırsın bütün şaşkın ruhları
Ömürlüktür, senin tek gülümseyen bakışın
Diğer âşıklarından kalbimi kıskanışın
Gözlerinle kalbime işlediğin nakışın
Giydiremez bana sen yaşarken siyahları
Gönül mührüm, gözümden gitmezsin bir saniye
Mevzum sensin hep mavi kalem, kâğıt ve klavye
Söyle kurban olduğum, en şahika seviye
Sana taçlar takıp kim kıskandırdı şahları
Gül yüzün hüzün hüzün gözümde sel-yaş olmuş
Elmas sandığım kalbin kurşun gibi taş olmuş
Nedensiz öfke sana yavuz arkadaş olmuş
Ardına takmış vefa katili tüm vahları
Umudum olmadı bu saf aşkta hiçbir zaman
Sevdiğim, bu garipte ne gezer kötü bir zan
Elbet bir gün düşecek aklına gördüğün an
Bulsun böyle âşığı dünyanın seyyahları
Zaman ince bir yelek, nefis bin bir eziyet
Hoş bakış, ince kelam erişilmez meziyet
Aşkın bana Allah’ın lütfu garip vaziyet
Yaralı gönlüm, senin ihya et ya da mahvet
Hayrani davet etsin boşuna cerrahları
Muharrem Delibaş
5.0
75% (3)
4.0
25% (1)