8
Yorum
44
Beğeni
5,0
Puan
1205
Okunma

Bir Lut yürüyüşü bizimkisi,
Arkaya bakınca helak eden cinsten.
Geçtik, geçiyoruz, yüreğimizin derinliğinden
Kırık nazar değiyor maşallahlara
Düşüyoruz içimizdeki uçurumlara
Çığlık çığlığa.
Musa’nın asası vurur,
Firavun’un sarayının sütunlarına.
Savrulur beşik, çağlar Kızıldeniz
Çözülür Maşita’nın ördüğü saç buketi,
Kanar Harun’un dili,
Şakır bülbüller Asiye’nin teslimiyetini.
Yol açılır göklerden,
Yol uzanır Kudüs’ün eteklerine
Meryemsi bir iç geçiriş tutar bizi,
Meryem orucu ile susakalırız
Talaş kokusu sarar burnumuzu,
Nefes nefes Zekariyya solarız
Ölü hücrelerimiz Yahya olur,
Taş taş dizilir
Ağlamanın duvarı oluruz.
Sonra süt kokan bir ağız oluruz,
İsmimiz yankılanır Zeytin dağından
Mesih, Mesih, Mesih,
Nasır(a)lı diye anılırız.
5.0
100% (22)