14
Yorum
46
Beğeni
5,0
Puan
1313
Okunma
"küflü sıvayım
kalbin duvarında hayat"
ey âşık
düş sokağı hayâline
can havliyle kalkıyorum
hasretinin hayâ perdeleri
yırtılıyor göğsümün yamacında
kırsallanmış acılar münezzeh
sanığı olmayan dertlerin
kızların elinde iğne oyası
gözünde arabesk yaşlar
dilinde ana ağıdı türküler
üstüm başım ağır yalnızlık kokusu
tablodaki ihtişamlı resmin belgeseliyim
ki aşk sevdası arsız alevlenir göklere
dini imanı yok kabuk tutmayan yaraların
bak
İremi türküler aşklanmış bulutlara
her damlasında bir melek
iniyor gökten her yaraya merhamet
yağsın şehrin yüreğine yağmur
üşüyerek geçecek belki zaman
yılları, sırtında kamburlaşmış
bir kadın gelecek karanlığa
cümleleri ağır bir tarihin tahribatı
yaşayan coğrafya
sanı bilinmeyen
kadın yüreği
az kaldı
bir ırmağın suları çoğaltarak aşka
beni yüreğinin sesinde sakladığın yere geliyorum.
ya ben aşk
hangi toprağın gizeminde saklayabilirim
ağır hasarlı kalbimi
baktığım yıldızlar çömeliyor karanlıklara
dökülen yapraklar sararmış gençliğime
dumanı sarıyor inceden efkârıma
yarına ertelenmiş düş kırıklığım
koştuğum sokaklar ağlıyor ardıma
ihtimallerin usanç vaktine vakıflanmış
şehrin dört buğusunda kaldı ellerim
hissedebildiğim kadar k/ayıbım
masumiyetten
sen yine
en umulmadık bir anda gel
gözyaşım toprağı öpmeden.
Gizem.
5.0
100% (23)