1
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
730
Okunma

.
.
.
mutluluğa dair sonsuz sayıda kitaplar yazsan da
hepsini de birer birer okusan da
ki,
okumakla aramız hiç de iyi değildir
sen de iyi bilirsin bu gerçeği
gün güne insani bütün duygularının dört koldan
yok edilmeye çalışıldığı bu kör karanlık ortamda
mutluluğa giden tek bir yol olduğunu görebiliyor musun ?
Ya da şöyle sorayım, bunu ne zaman görebileceksin ?
o yol,
çıkarsızca yalansızca -bütün var olanları- sevmektir .
bütün var olanları,
kainatı,
dünyayı,
tümüyle canlıları,
tümüyle insanlığı sevebildin mi ?
buna niyetin var mı ?
ırk, dil, din,
köken, siyasi görüş, yaşam felsefesi ayırımı yapmaksızın
sevebildin mi ?
sevebilecek misin ?
bir yandan, kendince nedenler icad ederek
nefretler uydurmayı,
ötekileştiriciliklerle,
ayrıştırıcılıklarla,
düşmanlaştırıcılıklarla,
insanı insana düşman etme şeytanlıklarıyla
ülkeleri, toplumları,
coğrafyaları bin bir parçaya parçalayarak
yalnızca güzel olan her şeyin yok edilebileceğini ne zaman görebileceksin ?
ne zaman düşünebileceksin ?
ne zaman anlayabilecek de idrak edebileceksin ?
Hiç düşündün mü bunları ?
Bence artık düşünmenin zamanıdır.
Hem nefret,
hem ayrıştırma,
hem düşmanlaştırma,
dolayısıyla da,
bölüp parçalayıp güzel olan her şeyi yok etme,
hem de sevgi …
çıkarsız, yalansız, hesapsızca sevgi…
birlikte olmuyor değil mi ?
hiç olmazsa bu kadarcığını dahi anlayabildin mi ?
…
şöyle bir bak çevrene !
daha ne zaman anlayabileceksin ?
tüm insanlığı yok ettiğin zaman mı ?
bir tek karıncanın dahi sebepsizce canını almanın insanlıkla ilgisi filan var mıydı ?
kimler, kimlere, nelere kurban edilmekte ?
azıcık aç gözünü de bir bak insan gibi
bence artık bunu bir düşün istersen.
uçurumun dibinin de dibinde olduğunu bence artık gör istersen…