2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
424
Okunma
Buruk, kırık ve savruk olmasın hiç aşkımız
Yaşansın doğal doğal incitmeden ruhları
Cebinde taşı beni, elden olsun farkımız
Gözlerini açmadan bana bak sabahları
Gönül mührüm, gözümden gitmezsin bir saniye
Mevzum sensin hep kâğıt, kalem ve klavye
Söyle kurban olduğum, en şahika seviye
Sana taçlar takıp kim kıskandırdı şahları
Elde mi düşünmemek, görmek istemek seni
Ve giymemek kıskançlık örgülü ak kefeni
Geç beni ,mest edersin seni bir an göreni
Azrail’siz alırsın şaşırmış ervahları
Diğer âşıklarından kalbimi kıskanışın
Ömürlüktür, senin tek gülümseyen bakışın
Gözlerinle kalbime işlediğin nakışın
Giydiremez bana sen yaşadıkça siyahları
Gül yüzün hüzün hüzün gözümde sel-yaş olmuş
Elmas sandığım kalbin kurşun gibi taş olmuş
Nedensiz öfke sana yavuz arkadaş olmuş
Ardına takmış vefa katili tüm vahları
Umudum olmadı bu saf aşkta hiçbir zaman
Sevdiğim bu garibi kalbine sor öyle an
Elbet bir gün düşecek aklına gördüğün an
Bulsun böyle âşığı dünyanın seyyahları
Zaman ince bir yelek, nefis bin bir eziyet
Hoş bakış, ince kelam erişilmez meziyet
Aşkın bana Allah’ın lütfu garip vaziyet
Yaralı gönlüm, senin ihya et ya da mahvet
Hayrani davet etsin boşuna cerrahları
şahika:dağın zirvesi, ervah:ruhlar
Muharrem Delibaş 10.05.2017- 13.02.2021
5.0
100% (6)