0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
560
Okunma
Mezopotamya
Kanın, kinin, irinin
Vahşetin ve ihanetin coğrafyası
Günler yorgun ve suskun
Bir bekleyiş sessizliği
Zifti gecelerden bir gece
Birden Ay ağlamaya
Yıldızlar, demokrasi olup yağmaya başladı
Özgürlük geçti taptaze gelinlerin
Gençlerin, körpecik bebelerin üzerinden palet palet
Ölüm kustu, kan kokusu kapladı yeri, göğü
Çelik kanatlı kartallar bulut bulut
Yırttılar gökleri
Zulüm ve alev kustular
Paramparça insanlık, sergen
Küreselleşme, insan hakları fışkırdı
Büyüleyici, Cazibeli Semiramis’in
Babil’in Asma Bahçelerinden
Kana bulanmış, kan ağladı Dicle
Ana gibi yardı, bombalanan, yakılan
Yağmalanan diyardı şimdi Bağdat
Bir Ceylanın, Sakarcanın
Yürekleri gibi sıcacık topraklarında
Mazota benzin edildi
Birbirine boğazlatılan halkların kanı
Köle, mülteci, aç, sefil ve mazlum
Çocuğu kucağında
Bir sokak ortasında kurşuna dizilen
Fellucelerde, Ebu Gureyb Cezaevlerinde
Tecavüz edilen babalar
Dölevleri
Conilerin, Haramilerin tohumlarıyla dolu
Ve Selvi boylu, kısrak belli
Saz gibi Kızlar, Kadınlar
Kusasım, tüküresim geliyor
Kahpe yürekli emperyalizmin
Fahişe beyinli işbirlikçilerin yüzüne yüzüne
Kan ve barut kokan
Bir damla mazottur bu topraklarda
Yıkıntılar arasındaki ürperten
Öldüren acı, tiz, titrek çığlıklar
Ve kahreden çocuk ağlayışları
Kara sarı yanaklardan süzülen
Kan ve gözyaşlarıydı
İnsanlığı yıkan insan hakları
Kolun, bacağın kopup savrulması
Bedenlerin delik deşik olması
Ürkek bir bakış, bir yalvarıştı
Bu “Kirli demokrasi”
Bu savaş, gece ile gündüzün
Kış bahar aylarının
Açarken solan tomurcukların
Çiçeğe durmuş kardelenlerin savaşı
Koygun hoyratlar çağırıyor
Kuşların kanlı kanat sesleri
Ölüm çığlıklarında “Baykuşlar”
Ana gibi Tanrısal
Bereketli bu topraklar
Bütün zamanlar “Yezid” olmuş
Her yürek bir “Kerbela”
Şivan eder “Ocaklar”
Kan ve mazot kokuyor buralarda
Esen serin imbat rüzgârları,
Seherin sam yelleri
Hiç gelmeyecek baharlara kalan sevdalar…
Ey Türkiye Halkları!
Beyinleri, 1300 yıl öncesi Yezid ’in kanlı ve kirli zihniyetine kilitlenmiş; yakın tarih – BOP’tan bile ders çıkartamayan öngörüsüz, mankurtlaştırılmış “Eş Başkanların” etnik ve mezhep rotalı gemisinde, kan ve gözyaşı bir ummana doğru yol alıyoruz.
4 Aralık 2015 / Antakya
5.0
100% (1)