BEN DENİZ’İN SESİ
“Her giz var bende sor bir bir
Kadife tenim ölüye bile can verir Güneşle girip kol kola değiştiririm her şeyi Yitirdiysen gel bende bul neşeyi” Kaçıp kaçıp sığındığım Suyunda arındığım Sanki ezelden tanıdığım Akdenizli, Egeli dostum Gözün Aydın merhaba Ben geldim Süt-liman görünüşün huzur saçar kalbe Sabahleyin doyulur mu sakin haline Sendedir keşfedilmemiş binbir define Sen kucak açarsın tüm yoksula zengine Sende eşitlenir insanlık tepeden tırnağa Üryan olur, açar sana sinesini Bebeden babaya, dededen neneye dek Sende buluşur barış, sevgi ve kardeşlik Kalmaz makam, para, din, ten farkı Giydirirsin herkese tılsımlı başkanlık frakı Dalınca içine şöyle bir dertli, kibirli, öfkeli Döner beş yaşında bir çocuğa öyle neşeli Cümle stresler, yorgunluklar paydos eder Her türlü insan Dalgaların cümbüşüyle sırtında halay çeker Rüzgârla verince el ele Çağlarsın derinden derine Sığmazsın kocaman enginlere Bir kabadayı misali gerine gerine Depreşirsin çoşkulu bir bağlama gibi Dalgaların çağıl çağıl köpürür Eski bir hasret türküsü söyler Gâh uğultu gâh gönülden fısıltı Billur şırıltıdır sesin Herkes senden almak ister hayat busesin Güzellik simyanla taçlaşır Vücutlar kimyanla tunçlaşır En usta hekim su dökemez eline Her şeyin şifa, suyun en güzel ilaç Ey efsaneler diyarı Didim; dilimin kilidini aç! Keşişleme, lodos, karayel, poyraz Rüzgârlar emrinde istediğin yerden Kafana göre doya doya estirirsin Bezim görünürse ayıp olur diye Bir yaşında bebekleri bezden kestirirsin Tutkuların en ezelisi sensin Zıpkın yemiş gibi iflah olmaz sevdana düşen En engin macera, en zengin sofrasın Aşk var, aşk! En soluksuz aşkların ihtirası sinmiş sinende Her rengine bürünürsün doğanın Serin tenine muhtaç, yürek biçen Hak’tan torpilli güzelleri görünce Sabah güneşin altınlarıyla boyarsın saçlarını Gerçek sarışının alası olur, tutuşturursun yürekleri Zümrüt tüccarı kesilirsin öğlene doğru Karacaoğlan tarif edemez yeşilin öyle bir tonunu Ala gözlü dilberin hası olursun Sevda bulutları toplanınca başına Buğulanır gözlerin Orman yeşili kuşanırsın Kahverengiye çalan. Akşam gümüşleriyle sunarsın Nadir, narin, nazlı kızların çeyizlerine Göz alıcı tepsiler Mavi gözlü bir afeti görür masmavi bakarsın Artarsa gamın benim gibi iyice Koyulaştırırsın yüzünü lacivert olursun Daha da beter düşersen kedere Karalara bürünür, geceye sırdaş olursun. Ey deniz, canım, ciğerim deniz! Aşığım, dalgana, huyuna, suyuna Vurgunum vurgun sana! Çirkin bir yosunun olmaya razıyım Al beni nikâhına Tek dileğim senden Atma beni kıyılarına Bağrına çek İçine içine En derininde sakla beni Suyunda akla beni Bütün dertlerimden pakla beni ....... muharrem delibaş 26-31 /08 /2019 |
Tebrikler kaleminiz daim olsun.