12
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
815
Okunma

Sisli bir güz akşamındayım
Camlara vuruyor yağmurun sesi.
Efkarlı bir akşam, dumanlı bir akşam
Bahçedeki büyük dut ağacında
Boş bir salıncak... salıncakta
Hayallerim sallanmakta hüzünle...
Kuşlar son çığlıkları ile yuvalarına koşuyor.
Yine akşam ; uykusuz gözlerde gece
Benden şikayetçi kirpiklerim dinlenememekten
Ve hep ıslak kaldıkları için
Sorguya çekecekler bir gün beni.
Ya ben kimleri çekeyim sorguya ?
Dünya cehenneminde yakan
Zebanilerin sorgusunu kime havale edeyim.
Son geçen akşam satıcılarının sesini özlemişim
Çıkamıyorum ; ayaklarımda prangalar.
Onların seslerini duymak bile acıtıyor
Tıkıyorum kulaklarımı duymayayım...
Ama içimde uğulduyor tüm sesler.
Hüzün dolu çığlıklar kalbimin odalarında
Hıçkırıyorlar...anlam veremediğim yaşama.
Bahçemdeki sararmış şu leylak ağacım
Kaç yıl oluyor, ellerimle dikmiştim.
Mor mor salkımları bana gülüyor...
Çaylar içtiğimiz altında ,sohbetlerle...
O da ağlıyor şimdi, yalnız ve üşüyen.
Yalnız kalan ağacın türküsünü söylüyor yağmur
Leylaklarıma sessiz sessiz.
Ama benim türkülerim sessiz de olsa
Gözlerim duyuyor, biliyorum yaşlarından
Yanaklarımdaki sıcaklığın.
Uzaklardaki sıcak bir elin, istiyorum silmesini
Dudaklarımdan dökülen, sana doğru gelen
Bu şarkılarla bir tanem ;
Dikenler içinde bir gül gibiyim -
Diyorlar ki : ’ iyinin kaderi kötüye düşer’
Ay ışığın saçmaz, küsmüştür diye
Gün yüzü görmeyen tüm yaşantıya.
Of ki of !.. yaşamak ne zor !...
Aygün Deniz 31.12.2020
5.0
100% (21)