1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
414
Okunma
Kabuğundan yaralanmış kaplumbağ
Acil servise doğru ilerliyor
Yirmi dakika daha tutunabilir yaşama
En yakın hastane iki saatlik uzaklıkta
Bir Şubat ayazıydı
O ne kahvaltıydı
Masa kırıldı kırılacak
Dünyayı doldurmuştuk tabaklara
Tadı hala damaklarımda
Alıp başını gittin
Giderken harfleri yanında götürmüşsün
Nasıl konuşur insan
Yangında nasıl bulur çıkış yolunu
Senden sonra su küstü
Sokaklarda lağım kokusu sızıyor ev içlerine
Kömür dumanı zehirliyor sabahları
Takım kavgaları kanla bitiyor
Parklara pusu kurmuş çakallar
Düşünceleri yüzlerinden çok daha kirli adamlar
Dön ki göçmen kuşlar planlarını askıya alsın
Başka kuşlarda gelir ülkeme
Güzelliğini seyretmek için
Kadın cinayetlerine şaşırmayı unuttuk
Unuttuk madencileri durma hatırlat
Özgürlük caddesinde özgürlük isterken öleni
Hatırlat unutmayalım
Meydanları doldurmuş tek tip taklacı şarlatanlar
Karanlık bir çağdan geçiyoruz
Oğlum yine de umutlandırıyor beni
Baba burada çiçek var basma üzerine
Evimizi başka yere yapalım
Gün gelir hayvanları da kesmez insanlar
Öyle uzağız ki rüyalarımda sınır polisleri dolanır
Hendekler açılır bir uçtan bir uca
Savaş çıktı çıkacak
Hayat bize hep kötü zarlar attı sevgili
Ben Münih’teyim
Sen İstanbul’da
Üstelik iki şehirde çok güzel
Adları yan yana hiç yazılmasada
29 şubatta çık gel
Sana oyuncaklar yaptım kırılan yerlerimden tek tek
Hiç koşamayacak tahta atlar
Bir dünya düşün
Kalplerin kontrolü babaların tekelinde çıkmış
Sevdiğini kendi seçebilir kızlar
5.0
100% (4)