8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1578
Okunma

Bir.
Sen gittin sen gittin
Akşam karalarla kapımızı çaldı
Boynumuz bükük öksüz kaldık
Sen gittin
Süzmedi bizi merhametin bakışları
Biliyorum buralarda şimdi
Şu kapı çalınsa
Uzaklardaki bu hasretimi dindirsen
Biliyorum bulutların tütsülendiği
Seni aradığı şu emanet duyguların
iki
Aynalar ışığa borçlu varlığını
Birde içimdeki yüzüme bak
Ey nurdan ev yolculuk senden başlamalı
Mabet kutsallığında çoğalarak
Merhaba yeni yüzyıl merhaba dünya
Kelimeler bulamadığım ey güzellik
Çağırıyor beni sana şarkılarla
Beynimde varlığına olan bu delilik
Uzayan yoları ne olursa ölüme gider
Ölüm bitiş değil onda ebediyyen dirilişe gider
Haydi seni arayan şiirin peşine düş
Açsın tomurcuklar mesihi sözlerinle
Vur yüreğime gülle uyandır sehere
Rahmani bir el gezinsin üstümüzde
Haydi seni arayan şiirin peşine düş
Peşin sıra hüzün içre umut
Peşin sıra kar kelebekleri
Ardın sıra suyun coştuğu bahar
Erzurum deyince doğudan palandöken
Yedi kat göklerden haber var sana
Kar buz bağrında yüzlerce kardelen
Dün düşlediğin mevsimler şimdi başucunda
Gelecekler o değil den bilinmeden gelecekler
Açan gülleri derecekler
Alır beni turkuaz gözlerin
Çeker götürür firdevs cennetlerine
Gökkuşağı renklerinden süzülmüş sözlerin
Uzanır ruhumuzun derinliklerine
Gerilir gece süzülür suda
Ayrışır karanlıktan aydınlık yıldız yıldız
Dillendin ilk zaman çay saatlerinin kucağında
Dağlara haber sal şehirlere züleyhasız
Bir volkandır sinem görebilir misin
Maşeri kalabalıklar yanar dağlarla
Söyleme birde esen rüzgarın sonbaharını
Gölgeler göstermez ayrıntıları
İfadelendir inşa ettiğin ikindiyi çölün miracını
Bakışların banet suat muallaka kelimeleriyle
Gözlerin doğar güneş yerine
En güzel davettir bu
En güzel devlettir bu
Yapraklar düşmemek için çırpınır
Rüzgar hırçın bilmez kendini
Kapalıysa taif stanbul’un kapıları açılır
Kuşatın özgürlük savaşları çiçeklerle evreni
Durmaz ileri akar yükseklerden su
Dağlara dağlara gider ses geri
Solukladığın steplerdeki cennet kokusu
Yankılanır semaya ankaların nefesi
Geceyi gündüze bağlayan çilen midir?
Derilen yıldızların fecir gözlü yari
Kurulan bu medeniyet gül diken ellerindir
Yollar kalpler senindir ey sevgili
Kanatlarındaki kurşun yükünü
Ufukları delen bakışlarından
Çölden bozkırlardan
Afrika’nın nehirlerinden gelen besteden
Sana eğilmiş gökyüzünden anlıyorum,
Metal bilgisayarların Londra’nın sokaklarında
Onurun eriyip giden kaldırımları
Vegassın insanı tüketen neonlarından
Fezaya yönelmiş yollarını
Gelişini senin yüzünden anlıyorum
Anadolu şimdi hallaç edilmiş bir avuç toprak mıdır
Mekke Medine katılmış mayasına
Bitmez bir umut yorgun gözlerinde hala
Hasretin mi yollar ebedlere uzanır
Düşür geceleyin ay ışığını yolumuza
En taze mevsimleri getirdin hıçkırıklarınla
Ürperdin ağladın ağlamayacaksın bir daha
Esen ruhunda gülecek beş mevsim beş kat
Gelecekler o değilden bilinmeden gelecekler
Açan gülleri derecekler
ümid harun