7
Yorum
55
Beğeni
4,9
Puan
1919
Okunma

Sağılmış deva
Merhem yok
Kabuklarından astılar yaraları
Yürüdüler gecenin ayakları üzerinde
Siyaha dem
Düş yorgunu tenimin ağzını bıçak açmaz.
.
.
.
.
.
-kaktüs kokusu -
Kırma zincirlerini özlemlerimin dedim
Aşka dair ne varsa
Bağlayıp ağzını bıraktım çürümeye
Koparıp uzakları sürgün etmek istedim
Denizlerini yüzümün kurak!
Korunaksız kalan canım sana emanetti bezm-i ezelden
Gelme!
Hz. İbrahim değilim yakmasın ateş
An düşmandır , ateşler birden nabzımı
Soluğum
Sonum olur her adımda
Ateşi köze esir etme
Canım kırk yama
İğne tutmaz
İplik geçmez
Gergefinde düğümler
Koparmak mı
Gücün yetmez!..
-Bulutları seyrederken -
Hani bakıyorum,
Tutkulu olmalıydı bu pencereler
Bu duvar
Bu sesimin eskittiği halı
Çeşmelerden akan su
Söndürmeliydi
Soğutmalıydı
İşveli bir gülücük olmalıydı dudağımın kenarında mesela
Kadın kokmalıydı saçlarım
Ve tenim
Kötürüm olmamalıydı hiç bir hisse
Boşluğa sıkışmış gülücük gibi
O fotoğraf karesinden kaçmamalıydı gözlerim ân be an!
Büyümeliydi kalbim faturası kesilmeden.
-sona eren mektup-
Bağlacı eksik
Doğurgan ve taze bir sus sokulmuş koynuma
Sökülmüş , ayın yırtığından sızıyor içime
İçim tufan çoğu vaktinde bu şehrin
Bu şehir
Beni sırların ardından izleyen
Yaşlıyken hep bir yanım aynalarda
İnadına ölümsüzken bakışlarım
Bu şehrin taze kokusunda her sabah
İki dudak arası sıkıntı
Bardağın dibine çökmüş tortu
Tabakta artık yemek
Hepsi benim bazı anlar
Bazan bir kaçı.
Aysz
5.0
93% (13)
4.0
7% (1)