23
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1377
Okunma
daha kemanı ve yayı
kutusundan çıkarırken asildi kızın parmakları
bakmayın kırmızı cilasına
öylesine çocuk
öylesine emindi minicik tırnakları
-mutluluğu çalayım mı sana teyze-
-mutluluğu çalamadım küçük kuşum-
mutluluğu çalamazdınız çünkü
haksızlık neden erkenden yatar
üstünü örtmeden ve üşümeden
titremeden bedeni nasıl uyur rahatça
ve neden gece dediğimiz karaltı
bazı kanlı yürekleri
sert hazırlanmış bir votka
ve keten bir çaput gibi sarar
çaldıklarınızı kullanamayacaksanız
hırsızlık neye yarar!
ve neden doğar
ve neden batar çözememişken
huzurla izleyememişken daha
sıcak güneşi ve ılık ay’ı.
yayı kemanın tellerine önce bir
sonra iki
en son üç kez kısacık vurdu
içimdeki bütün tuzlu güç
kuru kıyılarıma vurdu
oturuyordu
oturuyordum
elbisesi dizlerinin üstünde
dizlerim hayatımın altında buruşmuştu
dizleri kabuksuzdu
yarasız. sancısız. ak ve kusursuzdu
izlerim...
izlerim yaralı. kuşkulu. haksız ve fütursuzdu
boynunu sevgilisi kemanın koynuna
bir kuğu narinliğinde koydu
koynumu sevgilimin umudunun huyuna
bir buğu nemliliğinde sundum
müzik başladı
ve artık oyyyy...
ve artık çırılçıplak
ve artık hür bir koy’dum.
mutluluğu çalarken gözleri kapalıydı
mutluluğu çalarken cesurdum bu defa çok
aklı fikri ruhu cismi çaldığı notalardaydı
aklım fikrim ruhum ismim yepyeni rotalarda
ortalarına doğru müziğin
dayanamadı ayağa kalktı
tam kırk yıldır ortalardaydım
dayanamadım öne geçtim
bedeni bir yay gibi geriliyordu
seriliyordum bir ay gibi gecenin gökyüzüne
yükseliyordu
yükseliyordum
keder gözümüzde gönlümüzde ömrümüzde ahh!
gitgide alçalıyordu
ikimiz de yıldızdık
ikimiz de martı
ikimiz de eksilerin yanına
aniden konulmuş bir artı
kemanın tel örgüleri
birer birer patladı
yay zarif
yay kırmızı cilalı
yay hırslı
yay o çocuk avuçların içinden
bir kuş gibi tellerin üzerinden
yavaşça aşağı kaydı
yanaklarımdan aşağı
iki ıslak yıldız yavaşça kaydı
iki yıldızdık biz
yârsız bir göğün yüzünden
arsız bir tebessümle kaydık!
-çok heyecanlandım teyze-
dedi iri gözleri
iri iri sözlerimle bitti şiir;
mutluluk mutsuzluğun evinden
ayaklarının ucuna basmadan
korkmadan utanmadan
öfkeyle
gürültüyle
şimşek gibi çakarak
mutluluk’u çalarak
paldır küldür
ve güldür güldür ahhh!
alınabilirmiş gelince zaman.
Mutluluk: Zülfü Livaneli
Solist: İrem boz
Ve hırsız:
JD