’’kursağımda kalan yavan tebessümleri,
bedevilerin heybelerinde
ateşlere sardım..
bundan sonra biz seninle
kızılca nehirin ucunda bekleyen iki muhaciriz..
nasılsa geleceksin!’’

___

tutulamayacak yeminler sunuyor gözlerinin ucu..
bundan sonra
sana aşkı öğretmek gibi
bir külfet var kalemimde sevgili..
unutma:
tüm yalanlara tüm sınırlara meydan okur gibi..

tüm aldatılmışlıklara inat
hoyrat bir mucizenin hikayesini
yazmak gibi...
sevmek seni en ücra köşelerde
küsmek sana en en saf hallerde..
..

’’hüzün, gelişinle bayram arifesine
döner..’’

arınır tüm günahlar kasıklarımdan
ve bilirim gider göğümün mahzun bakışı
saçlarım tel tel gözlerinde
ışık saçar...

Kırılır mızraklar ortalık yerde
geride kalan vakt-i seher
kimine telaş sunar ..
kimine her adımda çığlık..
sır düğümlerini hatır saymadan
çözen sen..
haydi kapat sonsuza dek karanlıkları
gün yüzü görmesin ayrılıklar..
..
..


...

şimdi benim dünlerden aldıklarım
var..
ellerimin ayası kaç çiçeğin kokusu
gel!..
fesat çölümde fesleğenleri
açtıran sen..
gel!..
şimdi benim dünlerden kalanlarım
var..
yalnızlık ritmini bozan ’sen’
varlığın çalarken tüm çengilerin eteklerinde
en sevdiğin yağmur damlalarında
dudaklarına gülümserken
bahar çağrısı ile..
g e l ..
..

..

ey sevgili!
kırık harfleri yakıp
kıblemizden vuslatı kaldırıp
doğduralım eşiğimize güneşin rengini
...
...
gel !
aşkı bilip
gözyaşımdan öpüyor karayel..
dilime dolanan bu şarkı !!
seni kusuyor semanın mavisiyle !!!
gel
gel..
kana kana içelim sevgilim..
kana kana..
..
..

..

Belma.