3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1994
Okunma
Herkes kendisine yakışanı yapar,
Giden ihanetini, kalan sadakatini
Seven sonsuza kadar beklemeyi
Sevilen kaçar gibi gitmeyi
Bir şarkının en güzel yerinde bitmeyi
Oysa aşk denen gül, mecnunun çöllerinde
Gözyaşlarıyla sulanmayı
Ve bir dağın en uçurumlu yerinde
İnadına açmayı sever
Aşk sevgiye sadakati,
Ayrılık ihaneti sever
Bu yüzden güller dikenini
Bir başka sever.
Demek ki vuslat yıllar öncesinde
Ceylan yüzlü yârin gülüşünde kalmış
Şimdi anlıyorum yalnızlığı
Ve ilk defa titriyorum, üşüyorum
Ve ilk defa âşık olduğum için ağlıyorum
Bana aşkı böyle öğretmemişlerdi
Unutmuşum Ferhat’ın severken öldüğünü
Ben bilmezdim gecelerin ağladığını
Bu yüzden gecelere yaş biriktiriyorum
Kirpiklerimde ağır bir yük
Uyku gözlerimden,
Aşkın vuslat hali düşlerimden sürgün
Yasaklanmış bağıra bağıra,
Seni seviyorum demek
Sürülmüş dudağımın kırmızı kaldırımlarından buseler
Bakışında bir şehri alnından vurduğum gülüm,
Bir bahar düşün yağmursuz
Bir hayat düşün sensiz ve umutsuz
Oysa umut ölmeden ten ölmüyor
Bülbül şarkısını söylemeden gül solmuyor
Ölen sadece bir deri bir kemiktir
Şimdi gözlerini kapat ve yaşayan umutları düşün
Aşk gitmek kadar kolay değil
Kalmak o kadar zor değil
Gül visaline asırlar var,
Ben şarkının en can alıcı yerinde susuyorum
Yüreğim çığlık olurken aşkın suskunluğuna
Ben kahrolası yalnızlığın yurdunda kanıyorum
Ayrılık ihaneti ve bırakıp gideni sever
Aşk ise masumiyeti ve yalnızca seveni sever
Hüseyin Özbay
5.0
100% (1)