1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
658
Okunma

Defterden bir aşk düştü,
İki dostu da yanında götürdü.
Üşüyorum anne
Mavi gök serilsin üzerime gözlerinle
Peşimde hayaletler
Yapışık nefeslerime
Gece de gündüz de ayna ağacına düşüyor tek tek anne
Saç örgülerinde yakalıyorum güneşi
Bu kez ellerim üşüyor anne
İçim yangın yeri kalbim İbrahim
Bu sızı beni çok fena vuruyor anne
Gölgeleri hapsediyorum gecelerime
Geceler ayna ağacında nöbette
Git diyorum...
Kovalıyorum güzel laflarla kağıttan kuleler dikenleri
Sesime kulak veren ay çıkıp geliyor
Gümüş saçlarını salıyor Körfez’e
Silkiniyor deniz ansızın
Kulağımda mehtabın sarhoş ettiği balıkların şarkıları
Yıkılan kulelerin sesleri gömülüyor derinlere
Ah anne... Mutluluk da mı üşütür insanı
Göçmen kuşlar muştular taşıyor
Leyleklerin gagalarında taze umutlar.
Yine bir Şubat vakti,
Yine cemreler düşmüş can vermeye
Bir cemre yakalasam diyorum, bıraksam soğuk bedenime
Tekrar yeşersem, tekrar hissetsem nefesini yüreğimde
Bir an bu kadar uzun olur mu anne
Ölüm nöbetine düştüm
Üzerimizdeki yük düşsün diye duadayım yine
Ardımda sonlanmamış işlerim
Yarım kalmış düşlerim
Ölüm tozunu serpiyor üzerime
Sen yakala beni ellerimden anne
Ah... Bu dert canımı daha ne kadar yakar anne
Göçmen kuşlar muştular taşıyor
Leyleklerin gagalarında taze umutlar...
Yine bir Şubat vakti,
Yine cemreler düşmüş can vermeye
Bir cemre yakalasam diyorum, bıraksam soğuk bedenime
Tekrar yeşersem, tekrar hissetsem nefesini yüreğimde
5.0
100% (3)