Dama taşı yorgunluk
Ve mavi düşler
Ne de olsa
Bakraçta saklı o afaki ufuk.
Debdebeli şahitler
Öldürdüğüme delalet işte seken kurşunlar
Bir muradın da infilakı aşka eziyet eden kuş
Kanatlarında mevsimin
Ördüğüm ilmek ilmek
Bir şahikanın bakışına vuruldum ben
Zemherilerde dondum üşüdüm biçare
Mevzu dahi etmediğim körebe yeminler
Aylak aylak gezen gezegenin firarı kara delikten.

Hangi zümre yıldız ki
Gıyabında ışıldayan yüreğin sitayişi
Bir b/ölü iklimde kala kaldık bir başımıza
Aşkın ya var ya yok izahı
Hangi sefertasında saklıdır söyle bu özlem?

Metruk gölgelerin de yalancısı
Bir yaz sabahı
Ertelenmiş güneşin ve keyfin de inhisarı
Şimdi kurşun dökeceğim şiire
Yansa da ellerim
Matemimi sanırsın mı bir tek benim gizleyen?

Haraç mezat uçtuk yuvalandık düşlere
Yattık kalktık özlemle
Varlığın ithafı
Aslında sökün eden vicdan yarası
Bir çocuk olmak da varmış hani
Bu asi gezegende.

Düşler misafir
Gerçekler kalıcı madem
Köklediğim hangi aşkın imhasıdır da,
Yeltenmediğim bir bir yaralı mazime.

Kilit noktam
Ket vurulan izafi rotan
Işıklanan bir lanet
Kandırmasın da hani kimseleri
Beyaza meylettim madem bir ömür
Rüştünü henüz ispatlamadı mı kuş uçmaz kervanım?

Bir latif esinti yüreğin ittifakı
Aşkla direnen bazense aşka direnen
Bir hüzün heybesi
Sıfatları doğurgan mevsimin de
Arka bahçesi
Ve işte postaladım tüm düşleri
Yarına varır mıyız sahiden?
Gün
Düşmeden gözünden evrenin…