Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
KARACA.
KARACA.

Kolay olmayacak

Yorum

Kolay olmayacak

6

Yorum

22

Beğeni

0,0

Puan

1025

Okunma

Kolay olmayacak

Kolay olmayacak

-kolay olmayacak dedi çocuk..

habilin kanı lutun ateşi
nuhun gemisi musanın asası
mushafın ebedi
aişenin edebi
meryemin iffeti

ve

sustu kainat...
öyleki taş taş üstünde kalmadı.

sustu insan...
öyleki yüz yüze bakmadı.

sustu ölüm...
öyleki toprak afalladı.

-kolay olmayacak dedi çocuk..

mahfilde ışık
minberde sahabe,dizde hannane
minarede salâ
meydanda musab..
surlarda hasan!

ve

sustu kafir...
öyleki cehennem ateşi değdi.

sustu mel’ûn...
öyleki yaralar dağlandı..

sustu çocuk..
göğsünde bilal’in sesiyle.

sustu lahitler..
kanuninin cömert edası ile.

ve

ant içti analar
al bayrağın gölgesi inmedi
taki alemi-i berzaha dek....

...
...

-kolay olmayacak dedi çocuk..

ve

’’her fetih bir fatih doğurdu..’’

Belma.

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kolay olmayacak Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kolay olmayacak şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kolay olmayacak şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Avni
Avni, @avni1
22.6.2020 17:03:18
Harika bir kaleminiz var yureginize sağlık efendim daha önce okumamıştım şiirlerinizi en kısa zamanda bakmak nasip olur insaAllah
AZAP
AZAP, @azap
22.6.2020 16:43:20
bir tarihti dost bu harika şiirin kutlar esenlikler dilerim...
Ceyda ATAR
Ceyda ATAR, @ceyda-atar
22.6.2020 16:17:08
Gururlandırdı... Çok anlamlıydı. Yüreğinize sağlık. Saygılarımla
Etkili Yorum
Aşkar...
Aşkar..., @askar2
22.6.2020 15:04:42
Merhaba

Çocuklar
Ne zaman okusam bayrak toprak ve çocuk
Şu türkünün hikâyesi düşer aklıma; Hey onbeşli onbeşli, Tokat yolları taşlı...
Genelde çalgılarla çengilerle ritmik ve eğlenceli müziklerle söylenen Onbeşli türküsünün hikayesi öyle bir ağıttır ki insanın içini parçalar
Yıl 1915. Yer: Çanakkale Cephesi. Durum: Cephe sanki bir ölüm değirmeni gibiydi.
Savaşın tükettiği insanların haddi hesabı yoktu. Bu durum korkunç boyutlara ulaşınca İngiliz generali Aspinall-Oglander; "Gelibolu'daki kanlı muharebeler, Türk ordusunun çiçeğini bitirmiştir," demesine neden olmuştu.
Gerçekten de İngilizler şehit olan gençlerimizi, "çiçeğin tomurcuğu" ve "vakti gelmeden solan gül goncası"na benzetiyorlardı.
Cephe, koskoca bir eğitimli genç nesli yutmasına rağmen bir türlü doymak bilmiyordu. Ölenlerin sayısı çok fazla olunca cephede boşluklar oluştu...
Cephede meydana gelen boşlukları doldurmak için, diğer cephelerden asker getirilemediğinden, en yakın çevreden başlayarak, 15 yaşın üstündeki eli silah tutan bütün gençlerin dahi, gönüllü olup olmadığına bakılmaksızın, Çanakkale'ye sevk edilmeleri alışılmış normal bir hadise haline gelmişti... Savaş günleri, köyde, kasabada erkeğin kalmadığı, gücü kuvveti ve boyu posu yerinde olan herkesin asker olduğu ya da asker olmak zorunda kaldığı kara günlerdi.
Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı ordusunda insan kaybı öyle bir noktaya varmıştı ki...
Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı ordusunda insan kaybı inanılmaz bir noktaya vardı. Türk Nüfusunun tükenmekte olduğu korkusunu doğurdu…
Çanakkale Savaşı sırasında, İtilaf Devletlerinin kara çıkartmasına başlamalarıyla birlikte cephede takviye kuvvetlere daha çok ihtiyaç duyuldu.
Sultan V. Mehmed Reşad, Askeri Mükellefiyet Kanunu'nda değişiklik yapmak ve lise talebelerini de cepheye çağırmak zorunda kalmıştı. Sultan Reşad'ın emri ile değişiklik yapılan Mükellefiyet kanununda;
Maddeye ek olarak hazırlanan "Kâtib-i Sultaniye 10. sınıf müdaviminine mütedair (devam edenlere dair)" başlıklı fıkra hakkında şöyle geçici bir düzenleme yapma yoluna gitmişti:
"Madde 1: Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-u Muvakkatinin (geçici kanununun) 42. Maddesindeki fıkra atiye (geleceğe) tezyil (ertelenmiş) olunmuştur. Muayene-i intihaiye esnasında (muayene sonucunda) mekatib-i sultaniyenin (sultani mekteplerinin) onuncu sınıflarında bulunanlar da hizmet-i makzura (zikri edilen hizmet) hakkına nail olacaktır." On beşliler cepheye geliyor...
Sultan V. Mehmed Reşad'ın açıklamasından sonra Harbiye Nezareti de bir tebliğ yayınlayarak, 1314 (1896) doğumluların (yani 19 yaşındakilerin) henüz askerlik hizmetine çağrılmamışlar ile 1315 (1897) doğumluların, bedenleri gelişmiş, harbe elverişli ve silah kullanmaya kabiliyetli olanlarından müsait bulunanların da kıtalara teslim olmalarını istemişti.
Padişahın ve Harbiye Nezaretinin bu çağrısı üzerine, Balıkesir, Bursa, Kütahya, Manisa, Adapazarı, İzmir, Aydın, Muğla ve Konya'nın, tahsilleri ve hayatlarının henüz başındaki bu yeni yetme gençleri, vatanın kendilerinden beklediği yüce vazifeyi hakkıyla yerine getirmeleri için silahlandırdılar.
15 ile 19 yaşında olan bu genç bahadırların cepheye katılımları anısına Anadolu'da yakılan meşhur "Hey Onbeşli Onbeşli" adlı türküde de söz konusu durum çok acı ve dramatik bir dille anlatılmıştır.
Ve işte düğünlerde, eğlencelerde göbek ata ata dans ettiğimiz türkünün gerçek hikayesi bu. Sözlerini tam olarak okuduğumuzda acıyı anlayabiliriz.

Ve çocuklarımız işte bayrağımız emanet toprağımız
Şiir fon insanı alıp savuruyor
Var olun siz
Saygı ve esenlik dileklerimle

Aşkar…
Osman NALBANT
Osman NALBANT, @osmannalbant
22.6.2020 09:56:32
KOLAY OLMAYACAK

Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...
Etkili Yorum
black_sky
black_sky, @black-sky
22.6.2020 02:40:06
Her zaman güzel her zaman coşkulu bu kalem...Isim yukarıda değişse de...kalem aynı ve belirgin..
Tebrikler canı gönülden.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL