1
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
466
Okunma
Eksik susmaların kuytularında mavi bir giz yüreğime çalınan...
Kavruk zamanlar boşluğu sır’rın
Yüzüme çizilen duruluğu
Göğsüme iliştirilen makam
Her dönemeçte usul usul yanmakta duyduğum ses
Bu yüzden bulutlanıyor odam gün batımı
Yıldızlara karışarak göçüyorum sana
Ayaklarımın altında koparılmış şehir
Gözlerim çoğalan ışığın fırtınasında tenime gülleşen uyku
Yaşayacağım duygular tülleşiyor özlemin kıvamına
Ki,hep öyle bak bana kalbindeki yerimden
Göğe havalanan derin bir lacivertten günü toparlıyorum
Dağıtıp saçlarımı sıçrayan düşlere
Biliyorum karanlık kara vakte çözülüyor
Dilimde nil türküsü alevin ırmaklaşan yolu
Gölgelere asılan ay ın kuş birikintilerine bak hele
Mısralar diziyor dizlerime
Ki,hüzünlü cilvenin sandığında beklemeli umut
Senden önce gelmeyi isterdim sevgilim
Uzaklar bağladı yalnızlığımın elini/ayağını
İçimin çığlığında çiçeklenen sabah tozları
Tohum olur dökülür iklimlere
Söyle hadi şarkımızı
Dudaklarımda rüyaların soluk alıp verişi
Bir şehir böyle büyüyor işte
Geçerken ay dürülüğü gözlerine
Gülümsediğimde
Zonklayan kül rengi kızılın ince sızısı
Öyle yorgun bakma bana
Ellerindeki mavilikle okşa saçlarımı
Adını sürüyorum esen her yele
Zeytinler koşuyor
...
5.0
100% (9)