2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
593
Okunma
Dökülür eteklerden hüzün
ve düşmez cemrelerin
umudu yüreğime
Çarmıha gerilen kimsesiz şairi
sürüklerim buğulu mavilere
karanlığın katranında
yarınları infaza çekerim
Kınından çekilmiş mısralar
kefaretini öder yalnızlığın
perçeminden tuttum gecenin
süvarilere savaş açarken
Ey! yeri göğü acıyla süsleyen
tan vaktinde umudu
dar ağacına astım kerelerce
yarına tomurcuk / güller için
Güneşi avucumda söndürüp
boyadım Kızıl denizin rengine
göğsümde topak kanların kokusu
cebimde yarım kalan mektubun
feryadı duyulmadı hiçbir diyarda
Bahara davet gözlerini
ararım rutubet kokulu cemrelerde
ateşi sarma arzusu debreşir içimde
oysa kimsesiz bir şiirdim
şimdi beni
al götür gecelere
Düşlerin sığındığı uçurum kenarlarında
sakladım kahkahaları bin bir ukteyle
dervişin yüreğine sığmayan
zikrine düştüğüm yâr
yüreğim har, enkazım aranır viranelerde
Yalnızlık rıhtımında
gökkuşağını çaldığım bulutlardan
bekledim hep gidenleri
biten mısra sonlarında
Nuh’un gemisinden düşen
kimsesiz bir şiirim
ben ki kor ateşlerde bilenirim
Mehmet Muhlis ŞEPİK
5.0
100% (3)