1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
711
Okunma

Dökülen nar taneleri;
Dökülen nar tanelerine söylerim bunu
Vefasız bir ömrün çalkantılı seli içine
Hiçine bir girdabın sessizliğinden
Güne durgunluğumu hatırlamaya sitemim
Geçen gecelerin çok eskisinde çıkar bazen
Tüneller sonunda ışıltılı körfezlere açılır
Gülün tacı düşerde toprağıma apansız
Ve bazen giz hecelerde bi sır saçılır ah!
Planım var mıdır acaba diye meraktayım
Kıvrılırda doğum bebekleri gibi bir köşeye
Kanımın ilk pıhtısında dahi gitmeyen arzu
Hayal bir dünyanın eteklerine iştahla sarılır
Zor başlıkların noktalarında aramış meğer
Kapanır kapıların arasında sızarken yüceler
Kır girizgahların en etkiliyicisi kadar çıkarım
Masum yüzünde biten bir çil olur yine çıkarım
Korkusuz olan hanginiz diye sorsa birden
Arlı düşmanlarını çatlatacaktır sol yanım
Hatasız mıdır diye yoklarsada benliğimi
Nehirde çakıl taşları noksanlıklarımı atlatırım
Şimdi hür açarak, kucakla sarılıp ocağıma
Kendimi bir tesellinin notalarında oyalamaktayım
Garipliğim çıkmaza gebe cumaların selası
Ela gözü nur edalarını hüzne boğar arpacıklarım
Kolaya uğrar yol ayrımlarının ortasında
Siyaha dökük yıldızlarını kendine mesken seçer
Biter, bitecek, bitti derken bitiverenler
Bin bir tatlı elvadalıklarla gençlik günleri geçer
Yıkanma fısıltıları altında gök üstü bir taneyim
Kabuğum sert, hicvim diri, kime köpürmekteyim?
Akşam ağız dolusu süs bulurum masalara
Ben, ben olurum, benliğimle yeganeyim
Yarına bakışımı yansıtan güvercin kanatları
Soytarılarla arkadaşlığımı nasıl açıklasın
Yarım bataklığına yayılan bir zehir artık
Kalan hangi yarım doyursun tok karınları
Kızıl bir tanın ardında tutsak düşüncelerim
Bana ondan kalan tohumları yaşatır durur
Geçmişin verdiği kibrin bir asmasından
Her masal sonu gibi mutlulukla son bulur.
.
5.0
100% (7)