20
Yorum
68
Beğeni
0,0
Puan
2341
Okunma


kırmızı düşlerin sabahı
gözünü çek sis bulutlarından
durgun gölün kalbini üşütüyorsun
yangın yeri kıyamet dünya
gökyüzünde kara sonbahar
küskün gidiyor dallar gövdelerinden
ve kuşlar kanatlarından
tutuşuyor
duymuyor musunuz
fısıltının çığlığını yırtıyor geceyi gündüzü
ya dağlardaki ürpertiyi nehirlerdeki yangını
can korkusunu havada
savruluyor zaman
yaşamın köhne koridorlarında
rüzgârın uçarı telaşı körüklüyor közü
simsiyah günlerin- ayların- ertesinde
kömürleşmiş asırlık çınarlar çölleşmiş topraklar
suçluyuz - suçlu –insanlık
susun! ağlaşan ağaçlar
susun! sevgili tomurcuklar
toprağı örten yosunlar semaya uzanan sarmaşıklar
beyaz tavşanlar keseli kangurular masum koalalar
sarı karıncalar kırmızı mantarlar
yabani çilekler
affedin
öldü
kuşlar
ölü kuşlar
ölümün kılıcı bu kadar mı keskin tanrım
günahlarımızı nakış nakış işliyor
damarlarımıza…
hâlâ
görmüyor musunuz
ufukta uzanan uçsuz bucaksız orman mezarlığını
gözleri
ağırlaşan dünya
günün karası gece uyumaya gidiyorum
sus! kalbim beyhude ağlıyorsun
ruhumdaki acı yüzümdeki
lekeyi silemez ki…
ayşe uçar
08-01-2020