0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
990
Okunma
neden sustu rüzgârlar konuşmuyor benimle
yarın yarın deyerek avutma beni gülüm
koylara saklanarak yalnız kendi başına
gazel bile kaldırmaz sözlerim bitti gülüm
sade bulut gölgeler arkamda sağa sola
yuvarlanıp düşüyor kar soğuklar kol kola
gözlerimde irice bir mavi vermiş mola
ruhumun köpüğünde bugünde gün ay gülüm
ıpıslak saçlarımda ısınan yağmur suyu
ruhumun yamacından kayarak bulur kuyu
ana kucağı gibi sarılmış çeksem boşa
korkmuyor ki yüreğim kaş çatsın şöyle dik dik
oda kaysın tüllerin esmasından dön gülüm
tutmuş elimden çiçek demet demet sıkıca
vazoya hapsolmadan son bir defa koklasam
alacağım sevgiden varsa geçmiş hesabı
bir demde süzeceğim hasret koyu rengini
aklımı almadan yel kelimeye bin gülüm..
açık kapılar koydum en çok doğu kapısı
en çokda tazeliğin yaylım yaylım kokusu
yayla südü yoğurdu ulu kışla tortusu
düş kur katıklar ile her seherde koş gülüm
yanmış tükenmiş değil dahada güçlenmişim
bin elekten geçmişde dahada incelmişim
ab-ı hayat nehrinde bahri umman olmuşum
boy boy başak salacak bu toprağa gel gülüm
bırak ellerini haramın gözlerini deş karanlığın
ölüm yok bu yerlerde cesur ol ruhunu dinle
bir daha konmayacak istesemde bir resmim
tütmeyecek bağrında buharım hayat rengim
bu saf bu tatlı coşkum birkaç dağa çarparak
çığ gibi yol kapatıp eridikçe erirde
aynı mevsimler gibi acı dinmez bağrımda
uç kelebekler gibi varmadan ölme gülüm
hidayet mevsiminde hidayet astık göğe
içine sığmayana uçmak var binbir sebep
hepsi altın kelebek hepsi binbir renk elmas
zümrüt bahçelerinde Kevser pınarlarında
her nefese hak veren sonsuz hakda vermiştir
salın cilve yap naz yap kap göğsünden yıldızı
toprak kime yetti ki sanada yetmez gülüm
vu..2019.ekim..
5.0
100% (1)