1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
733
Okunma
içimde ki deniz artık yarılsın
boğulsun yok olsun ben düşmanları
kürek çeke çeke bitmez sonsuzluk
kim varsa ufukda hepsi yok oldu
parlayan ne varsa yaladı deniz
sanki üzerine bastı çiğnedi
pişmedi bir türlü etim kemiğim
asılmış duruyor hayal tavana
zıplıyor zıplıyor yok yakalamaz
düşsede kırmıyor kâlp kilidini
hangi pencereye çıksam görünmez
hangi yana baksam duman karanlık
filizi saklamış acı gerçeği
mevsimi gelmeden açmış bu çiçek
ırgat gibi çalış çalıştır ruhu
birgün bu denizde yeşillenecek
elbette upuzun derin vadiler
elbette yamacı dik taşlı dağlar
burcunda soğuyor gönül yangını
karla karışıyor beyaz gelinlik
kara göz ucuna demlenen hayat
üzüm bağlarına geldi diyor yaz
hilesi hurdası yok bu dünyanın
tazesi tazedir geçen zamanın
eriği dalında koparmak gibi
özünü özüne saran sıcaklık
bir demet rüzgâra sarılmak gibi
hayat devam eder ölen ölürde
içli bir köftenin kokusu gibi
damağa serdiğin ipekten yatak
sonsuz bir tılsımın dokusu gibi
açıl açıl açıl kapansın deniz
ayağına değse morsalkımlı bağ
ulusu kar kaplı yamacı duman
sana gelen yolun ortasında dağ
kaynasa bir türlü kanım heycanım
soğusa bir türlü odum ateşim
ser diyor göklerden bir ses güneşim
sende beni bulmak kıyamet ister
her derdin başını çeken günahı
yakda yık fevkini heyceanını
uslanmaz adalet kılıç sathını
çevirip çarkına kat bu hakkını
hilesi hurdası yok bu dünyanın
5.0
100% (3)