5
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
682
Okunma
Haylaz gecelerin hayırsız düşü
Temmuz da düşürür başına kışı....
Para pul at kat yat
Çok bir şeyde gözü yoktu
Her şeyi azdı
Altın kaplı bir kalemi vardı
Şiir yazdı
Ve
Şiir yazarak kendi mezarını kazdı şair
Ama öyle bir haz dı ki
Elit bir tarz dı...
Yaradan
Yaradılana sayıyla verirmiş nefesi
Hasretin hançeri
geceyi bölerken düşündümde
Nefesini yavaş
yavaş alıp verseydin
Ömrün biraz olsun uzar mıydıki...
Bazen
Umulmadık bir ağızdan fırlayan küçücük çakıl taşı boyundaki bir söz
Koca bir kaya gibi çarpar yüreğinize...
Ağzına alkol koyanların kulağına sır vermeyin
Sırrınızı tellal olup çağırır
Ve alkolun arkasına sığınarak
Hayır
Ben ser veririm
Sır vermem
Sırrınıza tellallık yapan ben değildim buydu diye
kendini aklamaya çalışırken
Bu sefer de alkolu gammazlar...
Sayki seni sevdim
Sayki kalbimi yerinden söküp ellerine verdim
Sayki ömrümü ayaklarının altına serdim
Sayki seni tanımakta çok evdim
Sanki bir senmişsin gibi derdim
Bilesin..son bir karar daha verdim
İnsanın i si değilsin...
Sayki seni sevdim
Sayki dünyana hırsız misali gizlice girdim
Sayki ömrümde ilk defa bir kalbin mahsenine indim
Sanki bir senmişsin gibi derdim
Bilmiyorum ki ben sana nasıl gönül verdim
Bilesin.. yine son bir karar daha verdim
İnsanın en pisi sensin...
Sayki seni sevdim
Sayki seni çok kötüyken hep iyi bildim
Sayki karşına kahramanca dikildim
Sanki bir senmişsin gibi derdim
Bilesin...son bir karar daha verdim
Sen terazinin kefesine konmayacak kadar hafif bir keleksin....
Ellerimin kalemim ile aşk dansını
sakın ola üzerine almayasın
Zira ne gözlerim gözlerine şiir yazıyor artık
Ne de kalbim aşkının resmini gökyüzüne çiziyor...
At kalemi elinden
Kırılsın parça parça
Sat kelamı yerinden
Kırsa da parça parça
Sat selamı dilinden...
Bazen öyle üşürki yüreğin
Buz gibi bakan gözlerinden
Yanağına şelale olup akan gülüşlerini bile dondurur...
Harelendi kalbinin en ücra kuytuları
Tellerin de zalimin nağmeler heder oldu
Dizer iken gerdana o kesme oltuları
Dillerin de zalimin sevmeler heder oldu...
Bazı gecelerde
Gözlerin kapısının kilidi kırılır.
Uykunun ayaklarının altına altın da döşesen
Bütün davetlerini geri çevirir
Ve yüreğini
Çarşaf gibi açılmış yufka ekmek misali
kızgın sacın üzerinde döndere döndere evirir...
İnsan oğlu da
Gazel misali
Bir kökün dallarında filizlenir
Sonra bir rüzgârìn üflemesiyle
Ayrı ayrı diyarlara savrulur
Ve kimi kalbinden kimi beyninden vurulur...
Yıldızlar dan Yelpaze Yaptım
Yel Değirmenlerine
İnat
Yelesini Savurarak Nemrut Dağın dan İnerken Yılkı
Şahlandı Binboğa dan
Kır Kısrak
Dörtnala Seyirtirken İpek Yolunda
Doru At
Destanlar Yazdırdı
Dolu Dizgin
Küheylan
Kıskandı Güzelliğini
Kükreyerek Çağladı
Yıktı Bendini fırat...
Sol kaburgalarının altını
Can kırıklarıyla hunharca dilerken
Acı, keder, elem
Yüreğine bir nebze olsun su serper
Mürekkebi kazan, kazan
Kor dolu kalem...
Kaderin cilvesi kepkepi keserken
Azı dişlerinin dehlizlerinde
Yirmilik dişini bile
Ucu morfinli kerpeten misali
incitmeden çeker alır
Asi/l dosttan gelen bir kelam...
Ne çok idim şu dünya da
Nede azdim
Hak yoluna kirpiğimle kuyu kazıdım
Erenlerin ellerinde cura saz dim
Deste deste dertlerimi denize yazdım...
Gecenin gözüne yetmez imiş söz
Genzini yakerken katre katre köz...
Boş boş konuşup durma be hancı
Bir kere kalbi sarmışsa ince sancı
İnsanı hiç yolundan alıkoyabilir mi ölüm inancı...
Tut yolların elini
Kır hasretin belini
Yükle yürek hurcuna
Şol vuslatın gülünü...
Belki
İçten içe yanar gönül
Belki de
Samanyolunu süsleyen yıldız
sayısınca ağıtlar yakar
Toprak ananın bağrına ömür
Lakin
Hıçkırıklar az ötede oynasın
Alnımıza hüzün yüklü
mısralar yazsa da kader
Her şeye rağmen
Yaşamak güzel der
Yaktığımız ağıtların buğulu gözlerine baka, baka
Yüreğimizi nar gibi kızarmış şişlerle dağlayarak
Sevdiklerimizin hatrına u/mutlu şarkılar söyleyip
Gökyüzünü gülümsetiriz...
《Nafize》