32
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2467
Okunma

Saatler koşarken hızla başıboş mor hüzünlere
Ellerimden tut,düşebilirim yoksa senli düğümlere
Varsa yoksa ellerin,gözlerin ve sigaranın dumanı
Başım dumanlı sevgili;hatrı sayılır günahlarından
Nasıl içerse deniz kayaların hasretini güneşe
Öyle gelir bilirim yokluğun,yoklar beni geceler
Var git yoluna,işin yok mu senin aşk!
Ne diye vurursun yelkovanı akrebe deli divâne
Eli kulağında ölümün;gelecek en vîrâne ânımda
Seni söyleyecek yine;bıkıp usanmaz mı kara dili?
Dolanmaz mı serkeş elleri vakitsiz öten kuşlardan?
Ziyânımdır sesim;haykırışım yokluğuna dolanır
Ve kara çalınır tenime;temizleyemez pencerede öten kuş
Sevdâm sırrıma karışır,soluğum dağlara taşlara
Pençesi aslan,yarası kanatır öpülen dudaklarımı
Gölgeler uzun,vakit dar,yaşamı sürükleyemem ardından
Eksildim anla,yenildim bil gidişinin kanatan hışmından
Bir Haziran ölüyor doğmadan avcumda tarifsiz ve takvimsiz
Bu ne cür’et!Geçtiği her yeri dağıtıyor arsız zaman
Kerâmetini göster sevgili;sahte vuslatlara tokum ben
İhânetin nedir bedeli;kaç ölü vermeliyim aynı bedenden?
Kirlisin işte;hangi su temizler tenindeki karayı?
Hangi güneş ağartır dilindeki yalanı…
Hadi git!
Git ki;yeni renkler çizeyim sensiz tuallerime
Ki bir yarayı daha sindireyim içime!
Savaşçı
(ö.t)
5.0
100% (2)