2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1382
Okunma
Ne Bir Renk Vardı Gözümde,
Senden Önce Sana Dair.
Ne Bir Ses Vardı Nefesimde
Senden Önce Sana Dair.
Ben Böyle Bir Yoksulluğun
Bolluk Dolu Günlerinde,
Seyrine Hayran Olunan Ebediyetinde
Kaybolmanın Bahşedilmiş Mucizesine
Âşık Oldum.
Gül Açmakla Açmamak Arasında
Anlaşılmaz Bir Zevkin Sefasına
Mest Olmuşken,
Sen Olan Bitenin
Umursamazlığındasın.
Günün Tam En Çekilmez Saatinde
Ben “Acaba Bir Damla Su Sunar Mısın ?”
Diye Yakarırken,
Bana Kucak Dolusu Körükle Gelirsin.
Hiçbir Yangın
Böyle Şahane Küller Bırakmaz.
Ateşin Düştüğü Yerde…
Şimdi Benim Ne Söylediğim,
Ne Söylemediğim
Bir Mevzuda Bahis Olmaktan
Senin Meclisinde Konuşulmaktan Yoksun.
Israrına Amade Olmuş,
Her Gün, An Ve An
Akşamla Sabahın
İmkânsız Sevdasına
Mahkûm Olmuş Çaresizliğim.
Ben Ne Yerim,
Ne İçerim Görmezsin.
Kibrine Yaslanmış Sırtın,
Beni Görmezden Gelirsin.
Hiçbir Rüyada Görülmemiş,
Hiçbir Sofrada Tadılmamış
Renklerle Gelirim Sana.
Senin Keyfine Kâhyadır
Bitmez Tükenmez Arzuların.
Gönül Hiçbir Şeyi Görmez
Senin Büyülerinden Başka…
Sen Bunun Bilincinde
Bilinçsizce Tüketirsin.
Ben Tükenmenin Tükenmez Acılarına
Sırf Senden Sebep Diye Katlanırım.
Ben Her Şeye Dayanırım,
Dünyam Senin Gidişine
Dayanamaz, Yıkılır.
İleriye Ertelenmiş Günlerde
Bir Akşamüzeri
Senin Kucağında Ölmek Üzere
Hoşça Kal!
Hakan ŞAHBAZ
(06.09.07 / 11:52 A.M.)