4
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
2027
Okunma

ellerini çekip
ellerinden
ve şiirlerini
mısra mısra
kapattı yüreğinin
en ağır kapısını
kendi dışından
içine doğru
kör bir adım gibi
ilerledi içine..
hep biraz mağrur
biraz eksik
bir aşk yeniden
başlar diye.
ilk baharlarda
dalından kopan
ve kopartılan
tüm kuru
yaprakların
özeti gibidir bu
dört mevsim
yaşayan
yürekler için
ve ömür kışa,
soğuğa açılan
son-baharlar
gibi çekilir,
çekilir böyle
kıyılarından
içeri ıslak..
bir zerre düşse
eteklerine
tenin kaşınır
hayata
biliyorum ki
sen tabirsiz
rüyalar bulursun
kuş kanatlarında…
ne yapmadığımızın
hesabı duruyor
aramızda.
yarı çıplak
bir sevişme kadar
önemli de değil
bil/iyorum.
İçinde olup
olmamam…
yerimden
ve yurdundan
kovuldum ben.
omuzlarından
sonra
şiirlerinden,
bir kitapdan
ve o derin
b/aKan
ilk aşklardan…
ellerini çekip
ellerimin üstünden
ve kapatarak
bebeklerini gözlerimin
çıkmaz sokaklarımın
içine.
sAna uçuyorum,
ne zaman
yağmur yağsa
hasret dolu
bir damlayla ki
sana düşüp/
parçalanıp sana/
yuvarlanıp
kaygan virajlarında.
şşş tamam
kaf dağındaki
bir meleğin
kanatlarının
öyküsü bu
baharı seviyor
olsamda
güze dargınım
sensiz.
-uykumun
canı
seni çekiyor-
uçuşan şiirlerinin
tüllerini
çekip yüzümden
güneşten ve düşlerden/
düşüşlerden
kaçıp kuytularıma
ırmağının sularından
yüzüme b-akıyorum
köprüler
ve viyadükler
şahit buna
büyük ağaçlar/
göçmen kuşlar
kırlangıçlar ki
bileniyorum
kesiklerime
dil ucu
sadakatinde.
ve bil ki sevgili;
yokluğuna
rüzgar çarpan/
eksik bir susma
biçimi devrilir
omuzlarının
saçaklarından
ve hep aynı yerde
kalakalan gözler
güz gibidir,
yaprak yaprak
savrulur
ırmağının üzerinden
karşı kıyıya…
(...)