1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
656
Okunma
Gittiğinde
Diz çöken günler
incecik suydu hüzün.
Çöl ile ay’ın kuytulara soyunduğu seyyahıydı an/
An ki,
içinde oyuncaksız kalmış çocuğun diliydi
Kendi yaşımda ayrılığı öğrenen
Kasımdı,
Bir ağacın yapraklarını sayar gibi görünüyordu yüzü
Yüzün gözlerime yazılmış en güzel gizem
Zaman örgüsü bir dağdı göç
Kalabalıktı,
Gittiler ayak bastığın bahçelerden
Karanlık odalara kapandığımda
Aynalara ve göğe ağan kanlı bir yıldızdı gözlerim
Toprağa ’oy’ dedirten ayak izim/izinle
Bıraktığın yerde
Sulara kapılmış kaç rüzgar tini varsa üzerimde
Erguvan bakışlarda uçurduğum kaç kuş
Kayboldular..
Toprağın ateşiyle gülüyorum duvarlara ve
Buğdaylara..
Silik bir silüet gibi sedirin üzerinde
Bir yokluğun kıyamı ellerime ne vakit dönerse dönsün
Bir yerlerde sıkışmış notlar bulur beni
Yalnızlık edebinde..
Ve elbet
Ruhumu emziren yerde bulutlar
Sessiz gecelerime derin bir yurt yar atışlı
Kasımdı ve kalabalıktı
...
5.0
100% (4)