Ey
yüzüme yüzü dağılan
terk edilmiş taş konaklar gibi ayak seslerini bekledim
kilitlendim
küflendim
yandım
yıkıldım
ve
parçalandım

Sesimin
üzerine nem oturmuş
Çiy
düşüyor yapraklara, üşüyecek dilleri kuşların
kırılacak kemikleri zamanın.

Bu dil
bir kuş ve bir düş üzere yemin ediyor
Mevsimle şekil alan çirkin bir ruhu bile imtihana çeker
bu dünya.

Büyük büyük sözleri var şairlerin
büyük ve güzel ağızları şiirlerin
dişlerimize sıkışan et parçası kendi dilimiz.
Zaman ne gülüşler ne hüzünler çaldı bizden
büyüttü bizi bir kadın gibi içinde
İçimizin bunca imla hatası artık dayanılmaz olduğunda
yazdıklarımızın adını şiir koyduk

İklimsiz şehirlerin
duvarları boyu sloganlaşan şeylerin peşinde koşarken
Güzel evlerden ve güzel bahçelerden
söz ettik
sabahtan akşama ayağımız toprağa değmeden.

Ah bu yitik kaderin
yenisi değil keder
Bu sefer huzurlu bir uyku diliyorum kendime
çok mu şey istiyorum
Bir yüreği bir yürek ısıtabilir ancak

Ölmek mi o iş kolay
kötürüm kalmaktan korkarım ben
hisleniyor yine ellerim
huysuzlanırken tüylerim
Neyi kaybettin diye sorarlarsa
tırnaklarımı diyeceğim

Dağılmışım
herkes ne kadar dağılırsa o kadar
Yüzüme vuran güneşten
İçime düşen şiirden
Topraktan
Taştan
Yaramdan
Yaratandan davacıyım
Yorgunum
Kasvetliyim
Karanlığım
Bugün öleyim yarın dirilirim.

Yırtılmış ipek sesim yok benim
etime batan bu çuvaldızlar hep kendi eserim
pişman değilim
Zaten benim sorunum keder değil
Günahımdan korkmuyorum
günahın kendisi değil
işleniş şekliyim


Ey
nefsim
ey
ruhum
ey
etim
Ateştir senin nasibin
Şeklin yoğrulur on parmak arasında
Sesin çılgınlaşır iki dudak arasına düşen gülüşte
ey benim
en tiz
en boğuk
en solgun
en silik
en coşkun sesim
kim duyarsa seni
yansın sen gibi...


Gün olur külüm savrulur bilinmedik rüzgarlar önünde
Gün olur harlanır avuçlarım
haşlanır gövdem
haykırır durur ağzım
Gül gülüşüne sabahlar düşen
gülüşünde şehirler düşen
ordular düşen
muharebeler kaybedilen
anlamı yok çoğul şeylerin
ben yek olandan bir parçayım
ya parçana dahilim
ya parçama dahilsin
ya hiç.

Ümidin kestiğin şeyden hürsün
derler
derler derler
herkes bir şey der
Katledilir sokaklar boyu karıncalar
Çalar durur davullar
Çalsın dursun davullar
ben kendimin suretiyim
merhametten korkarım hıyanetten değil

Ben bir bağım
ayak izin beklerim...