4
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1455
Okunma

en sevdiğim akşamlardan biri olmalı bu
odamın mutena bir köşesinde
renk renk ışıklar arasında
derin mutluluklara dalmışım epeyce
olmayan duvar saati
bilmem ki kaçı gösteriyordur şimdi
özenle kurutulmuş bir kaç acı anı olabilirdi belki
o artık mümkün değil de
denizde martılar
ne bileyim kayalıklar mesela
gülücükler
kahkahalar
esaslı mutluluklar
çevrim dışı bağlantılar da olabilir tabi
gizemli bir film müziği arka planda
neye denk geldiysem sildiğim bilinçaltımda
derin boşluklar
bu an’ ı yaşıyorum
gözlerim açık gökyüzü kapalı zaten
gün akşamdan geceye dönerken
hiç zorlanmadı hayret
birazcık dahi olsun aşk acısı
ne bileyim biraz çaresizlik filan da olmayınca
neye üzüleceğini şaşırıyor insan
geçmişten bu güne
yalnızca mutlu anılar kaldı
ve hayat her şeye rağmen devam ediyor
ne kadar acı dahi diyememek ne kötü
eh bu da geçer diyorum
acıları da var dertleri de elbet
yaşamda her şeyin deneyimleri
keşkeleri de var
biliyorum
olan biteni kabullenmek zor
oysa olan olmuştur zaten
gelmişe geçmişe
uçana kaçana
haksızlık hukuksuzluklara
adaletsiz uygulamalara
üzülsen kahrolsan da
kolayca değişmez anlar var
değişmesi zorlu zamanlar gibi
değişmesi imkansız insanlar var
zorluklardan yılmadan
dertlenip tasalanmadan
inatla çaba göstermek gerek diyorum
kendi iç sesimle kendime
çelme takanın çok olduğu yollarda yürüyorsun
her adımında daha da kolla kendini
en güvendiklerinden
ağaç kurtları misali içten kemiren
uzak yakın çevrelerinden
en sevdiklerince bloke edilmiş
yaşamları düşünüyorum bir ara
daha doğmadan katledilen bir cenin gibi
ırzına geçilmiş iyi niyetleri
duyguları
hayalleri düşleri
- önce kendine ve hayallerine sahip çıkmalı insan - diyorum
- ve onlar için yaşamalı -
sonra ;
mutlulukları hayal ediyorum
gülücüklerini çocukların
bahçemde açan renk renk çiçekleri
daha iyiye güzele
doğruya açılan yolları
zaman zaman belli belirsiz
serin bir rüzgar okşuyor yüzümü
annemin elleri gibi sanki
hissedebiliyorum
kapatıyorum gözlerimi
gülümsüyorum …
Mert Yiğitcan
22 ağustos 2019 / istanbul