2
Yorum
22
Beğeni
4,8
Puan
1116
Okunma

Yalın ayak bir yalnızlık bu
Seninkine benzemez
Kağıt örtmez
Makas kesmez
Yoksulluğu tam da burnunun direğinde
Kirpiklerinin ucunda
Zoraki anlamak mı olurmuş
Hiç sebepsiz yalnızlık
Eskiden kalma kimsesizliğin bile yoktur senin
Kitap arası kuruttuğun çiçeklerin
Yırtıp attığın rüyaların.
Düzeltmeye çalıştığın örtüler bile olmamıştır, inanırım.
Mezarlıkta gezinip
Geçmiş olsun der gibiyim tüm mezar taşlarına
Yan(ı)lışlarımı doğru saysam ne fayda ....
"Yanık"
An gelir
Başım da ebabiller
Varlığım dersin Ebrehenin ta kendisi
Bir sistir
Dağın başında sen
Perdeler hep üstüme çekili
Gözlerim dilsiz bir amanın gözleri
Keskin virajlar yüzümde .
İki yanı uçurum geçmiş
Ceplerimde çürümüş gökkuşağı gelecek
Sarhoş ediyor tıka kulaklarını boşver
Ben hep
Kıskanç sevgilisiyim ölümün bilirsin.
-------Camdan gelen yanık kokusu mu?
Komşu teyze içimin dibini tutturmuş yine
Herkes şikayet ediyor
Sen de , dimi
Bu koku
Açın perdeleri. .
"Balyoz"
Kimsenin kimsesi olmaktan öte
Hiç bir şeyin kimsesizliği
Yalnız benim
İsa’nın çarmıhındaki çivi ustası
Çiviye inen balyoz
Onu saklayan
Ağır ağır. ..
----Bu kadar karmaşadan sağ çıkılmaz derdi , bilirdi herşeyi bilen adam olsaydı.
Ben hiç bir şey bilmeyenim
Atımı getirin
Çağırın tanrıça görünümlü düşüşlerimi
Kangren olmuş düşler
Kesin atın diyorlar
İhtiyar artık bu ceset
Yenisini doğurtmuyor ebeler.
Tamam.
’’Biliyorum, biliyorum !
Sana gün vermiş yaradan bana gece .
Sen Hep al istemiş, bense vereyim.
Ya durduğum yer yanlış olmuş , ya umduğum vesselam. ...
Boşver.
5.0
89% (8)
3.0
11% (1)