3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
521
Okunma
Gündönümüne yaklaşan sararan rengi
Belleğin otları arasında tutarak ilerledim
Anız yangınlarıyla kül olan geçmişin
Eski dünya savaşlarında diri tutulan açlıkla bezediği anlatılarına telmihle
Göğe çekilen talazların çamur yağmuru
Yağacak
Dün, benim tarlamdır
Cebrail mirası sabanlarla kararan toprağını ekerim
Sahiden,
Dün toprak kokar
Taş kemerlerle girilen evlerde bağırılan sevişmelerle
Şarapla yıkanan yaranın topografyasında yükselir, yarın
Yarın,
Yaklaşan şeylerin şehvetine karışan kederin gülüşüyle
Yaldızlı varaklarla eskiyen minyatürlerden sorulur
Değişkenlik,
Yücelen mekanizması asılsız havzalarımın
palyaço yüzleri
Peter pan gölgesizliği
Mevsimlik işçilik
Uranüs’ün yörüngesi değildir
Tütünlerin ve pamukların büyümesi değildir
Çocuğun yürümesi değildir
Krizalit halleri değildir
Mevsimdir
Geçiştir
Zor bir perspektifte devrilen viraj
Büküm büküm
Aşk üstüne mesel, hikayat sevenler konuşsun
Yaşam üstüne karnı iyi doyanlar
Yüzü gülenler
Yürüyerek sevişmeye gitmekten onur duyarım
Açlığımı bastırarak
Ellerime zerdali zamkı sürülür
Kaçınırım mürekkep olmaktan
Kaligrafik bir yalnızlığım
Toprak diyordum, neyse
Şimdi, eski hât sanatında müstehcenlik taşıyan sülüsleri unutmak lazım
Otları yeşertmek için
Ağarak bir bulut gibi ufka katılırken
5.0
100% (5)