3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
918
Okunma

kendimi bulmak için
her sabah koşar adımlarla yürüyorum
bıkmadan
usanmadan
gölün sularıyla doğan güneşi yıkıyorum
.
.
.
.
.
beni gördüğü an
ışıl ışıl yanıyor gözbebekleri bulut ananın
haziran sıcağında kederimi eritip
elimdeki kır çiçeklerine tek tek aşkımı ilân ediyorum
iyi ki parmaklarımın arasındasınız
sizi çok seviyorum diyorum
öyle bir sarıp sarmalıyorlar ki hüznün çilekeş tellerini
sormayın gitsin
sanıyorum sevdiceğim gelmiş
saçlarıma kır çiçeklerinden taç yapmış
bir tilkiyi çimenlerin üzerinde uyurken buluyorum
ve sekiz utanmaz pelikanın
canım balıkları yakalama telaşına şâhit oluyorum
içim tir tir titriyor
yine de
hiçbir şey yapamıyorum
martılar bugün ne kadar sessiz diyorum ellerime
ellerim boşlukta kalan puste_blumeye uzanıyor
masum dudaklarımla üflüyorum bembeyaz tüyden kanatlarını
-ipek gibi yumuşacık, annemin elleri geliyor aklıma-
içimde hiç büyümeyen bir çocuk
gülüyor kıkır kıkır
kalbim ara sıra teklese de
ruhum daha on yedisinde
diyeeee bas bas bağırıyorum
babamın anlattığı masallara inanıyorum hâlâ
yeni masallar hep griye çalıyor çünkü
siyahı hali hazırda bekleyen
beyazı çocukluğumun tertemiz düşlerinden çalınan
nagi han
5.0
100% (8)