18
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1322
Okunma
Ülkümdü mavi ve aşk;
Ufkumda serildiğim bir devrimdi
Yaşamaya dair her iklimde sarılı benim öznem
Bir de göğün titrek mazisinde sevdalı mabedim
Yarım ağız mutluluğa sunarken hükmü
Devrilen satırlarda işin ehli bir gölge
Kıyama durduğum varsa yoksa aşkın hikmeti.
Savruk bir yenilgi olsa olsa matemin ön sözü
Devşirmek göğün de şu sesi
Ne zamanki donup kalsam zemherilerde…
Öykündüğüm mevsim, yalancı bahar
Adeta
Sefasını sürdüğüm bilinmezin kayıp uyruğu
Gölgenin matemine serildiğim.
Kibirli bir lenduha olmalı satırların mezhebi
İki yakası kavuşmayan bir cinnet bahçesine düşmüşlüğüm
Yol yorgunu düşlerin de kibirli tutanağı içimde
Büyüyen zifiri karanlık
Oysaki ben beyaza sevdalı bir yaralı kuşum.
Muhbir bir imgeden çıkıp da yola
Derdimi tasamı saldığım aşk mezarında
Kayıp işte yüreğin asası
Devrik de benim tümcelerim
Beynamaz bir imge daha damıtırken yalnızlığı
Sür-git benim sefaletim
Yasına muadil bir kökten ayrılmışlığım
Coğrafyası varsa yoksa haşmetli bir ölüme baş koymuşluğum…
Günün hikmetinde şaşalı bir bezginlik
Ve gecenin tema’sında sursuz bir şehir
Oysaki susuz olan benim bir de kayıp mealim
Devinip de imlerin tepesine yığdığı
Öfkeyi pışpışlarken gece
Bil ki ölüm de güneş gibi doğacak rüyalarımda.
5.0
100% (21)