1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
716
Okunma
Pehlivan soyundandı demirci
Körüklerdi erkenden ocağı
Sonra araştırırdı köşe bucağı
Gözüne kestirdiği demiri
Ocağın ateşine sürerdi
Himmet eder demiri döverdi
Sabreden demir ünsiyet peyda ederdi
Küt bir demir yıllarca
Manzarayı izledi
Fıtratındaki sırrı gizledi
Bir gün dile gelip söyledi:
Ey demirci! Ateşim ben!
Kardeşlerimin rengindendir rengim
Var mı bu dükkânda bir dengim!
Müşterisiz mal gibi ettin beni zayi!
Konuştu daha sözler ki hepsi havai
Demirci dedi: Olmadığın şeyi söyleme, ayıp!
Bunca yılın geçtiyse bu hodkâmlıkla, kayıp!
Onu narlı ocağın koynuna sundu
Kibrini ateşle yuydu sıfatı kızıl nar oldu
Dedi, ey demir! Şimdi ilk sözün caizdir, söyle:
’Ben ateştenim ateş de benden!’
Demirci insaf etmedi çaldıkça çaldı
Tövbe ettikçe demir ocağın alını aldı
Doldu vakti güneş gibi ışık saçıldı
Gitti soğukluğu geldi yüzüne sıcak
Mayası aynı kaldı vasfı oldu bıçak
M.Talât Uzunyaylalı
5.0
100% (5)