Şeytana sarılır aşk, dergâha çıkmadıkça
Çöllerin kumsalları, cananın yüzü bende
Mutluluk masalları, bitmeyen sızı bende
Baykuşlar bayram eder, mavi güller solarken
Yolun sırrına ersem, menzili hatırlarım
Ne zaman hayal kursam, hep külü hatırlarım
Bulutlar ikram eder, umut gri çalarken
İnsana darılır aşk, ervaha çıkmadıkça

Gecenin hükmü çatar, sabaha çıkmadıkça
Düşlerimden aralı, küllerin közü bende
Masalların kralı, Simurg’un özü bende
Esastan vazgeçersem, usulü hatırlarım
Umutlar şimşek çakar, gözlerime dalarken
Ferhat rolünden bıkar, yar bağrımı delerken
Dile kefen biçersem, gafili hatırlarım
Eyvahın vahı yeter, eblehe çıkmadıkça

Agâhın rüknü gerer, günaha çıkmadıkça
Düşler toprak kokarken, pastırma yazı bende
Beyaz bayrak çekerken, âlemin gözü bende
Pervane gördüğümde, kandili hatırlarım
Yıldızlar selam durur, gözlerimi bilerken
Kirpikleri dem bürür, gamzeleri çilerken
Çözülmez kördüğümde, ödülü hatırlarım
Yazının hükmü sürer, berzaha çıkmadıkça

Ellere yağmur yağar, felaha çıkmadıkça
Sürene şifa olur, yaranın tuzu bende
Sarana cefa olur, Kaf Dağı buzu bende
Gülü koklayamazsam, faili hatırlarım
Kirpikleri kasarım, gölgem bana gülerken
Kelama tuz basarım, sözcüklerim dolarken
Sabrı şoklayamazsam, sahili hatırlarım
Çöllerden serap doğar, bir vaha çıkmadıkça

Angutlar boyun büker, semaha çıkmadıkça
Adıma posta koyar, hercai pozu bende
Ayak sesime uyar, feleğin kozu bende
Ecele teslim olsam, delili hatırlarım
Yaprağım toprak olur, özde sözü bulurken
Ruhum şen şakrak olur, sözde özü bulurken
Güle yelkıran olsam, Resul’ü hatırlarım
Kalplere hüzün çöker, Allah’a çıkmadıkça

Düşe yazar pazarlar, feraha çıkmadıkça
Varlığa meydan okur, yokluğun azı bende
Düşlere mekik dokur, tuşlara gezi bende
Sılayı gurbet bilen, bülbülü hatırlarım
Elin payı devleşir, eserini silerken
Selin payı devleşir, seneler eksilirken
Delibal’da son bulan, can gülü hatırlarım
Aşkı düşe yazarlar, nikâha çıkmadıkça

Celil ÇINKIR - DELİBAL