Alevsiz, issiz yanan sevda ateşimisin?
Dokunsam yanıyorum o narin ellerine.
Yoksa rüyama giren ayın on beşi misin?
Yıldızlar diziliyor zülfünün tellerine.


Hislerini saklarsın, yansıtmazsın dışarı,
Bunu da yapabilmek inan büyük başarı,
Çevremde göremedim senin gibi haşarı,
Beni de sürükledin, kapıldım yellerine.


Bazen bir gül olursun, bakıp doyamadığım,
Bazen tufan olursun, karşı koyamadığım,
Bazen de ses olursun, asla duyamadığım,
Nasılda yakalandım bu aşkın sellerine.


Nasıl sevebildim ki senin gibi zalimi,
Koşa, koşa yoruldum yapamadım talimi,
İçten içe yakarsın, görmez misin halimi?
Hiç olmazsa tutunsam o ince bellerine.


Söyler misin, sen nesin? Esrarını çözeyim,
Eğer sen de istersen mecnun olup gezeyim,
Çıkıp gelmek istersen, yollarını bezeyim,
Sam rüzgarı değmesin o narin güllerine.


Yıllar çabuk geçiyor, ömrün zayi olmasın,
O siyah saçlarına aklar gelip dolmasın,
Bu anlamsız kaçıştan pişmanlıklar kalmasın,
Salma beni ne olur, o gurbet illerine.




Sabri Koca