19
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1585
Okunma
Avlunun duvarında bir tuğla düştüğünde feveran edenler yıktıkları binaların enkazına vicdanlarını gömerek üstünde zafer naraları atıyorlar
Ey çilekeş insanım
Ne kadar üşüdün şubat soğuklarında
Sürüklendin telef oldun kasırgalarında
Şimşekler kıvılcım saçıyordu pencerelerinde
Şedit rüzgarlar uçurdu çatılarını
Kapılar kapandı yüzüne
Kurtlar sofrasına çekildin
Döküldün dağıldın ve ezildin
Pamuktan yumuşaktın demirle dövüldün
Sonra sonra ve sonra
El üstünde tutuldun övüldün
Bal sofrasında zehirli aşa oturtuldun
Hiçbir zaman Sezar’ın hakkı verilmedi Sezar’a
Bildin veya bilmedin Britüsler arasında
Yılanlarla aynı yatağa girdin ve sonuçta
Mağdur akrepler tarafından sokuldun
Senden bildiklerin kesti kapattı yolunu
Belki demirden ellerinde boğuldun
……………………………………………..
Şubatın yirmi sekizi kışın sonu
Giydiği kuşandığı baharın donu
Üşüyenler yürekleri üşüttü kan dondurdu
Yirmi sekiz şubat kara şubat dün vardı
Bu gün yine var yarın yine olacak
Kim bilirdi her bahar şubat olacak şubat kalacak
Ey şubat bu çilekeş insanım
Senden ne zaman ne zaman kurtulacak
28--02--2019
5.0
100% (25)