21
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
1589
Okunma
karanlık gecenin sabahında sisli güneşle uyanırken
yeniden kabuğuna çekilerek umuda sarılmak ve
aydınlık güneşin doğuşunu beklemek...
Karanlıklarla boğuştum aydınlığı beklerken
Mevzi almıştı gölgeler karartılar belirsiz şekiller
Kötü rüyalarla uyanırım her gece saç baş yolarak
Sabır sütunları üstüne kurmuştum hayat çadırımı
Ne fırtınalar geçirdim ne tufanlar yaşadım
Yalnızlık sığınağında boşalıp boşalıp dolarak
Hayaller kurardım gök kuşağı dolanmış
Zaman durgun saat durgundu her şafak vakti
Tan gri bir çarşafa bürünürdü yüzünü saklayarak
Oysa beklenti içindeydim eriyen kardan damlayarak
Damlalar ki birikti göl oldu bir gün nehir bir gün deniz
Tohum ekilmiş umut tarlamı açtım sınır belirtmeden
Gülümsüyordu rüyada peri kızları her gece
Artık saatler çalışıyor zaman işliyor tan açıyordu yüzünü
Renk renk çiçekler güllerle gülümsüyordu bahar sabahına
Ve beklenen güneş ufukta umut dolu müjde yüklüydü
Derken ışığı sadece kerahet vaktinde düştü üstüme
Ben mi yoksa yaptıklarım yoksa zaman mı ayıplıydı
Sanki geçmişe gebeydi gelecek ketum mazi kucağında
Bir deprem geçirdi ruhum dağ başında yer altında
Gözlerimi açtım bahtsız neslimin kara bahtında
Hasretini çekmiyorum soğan acımsı karanlıkların
Özlemini unuttum kerahet vaktine mahkum aydınlığın
Yine yalnızlık sığınağına çekildim yalınız olarak
Yarınlar için kendisiyle buluşup özüyle dolarak
Yeniden bekledim kutlu şafağın sabahını umutla kalarak
23--02--2019
5.0
97% (28)
4.0
3% (1)