Sıyrılıp gökyüzünden güneş sönse ne çıkar
Yıldızının şavkıyla yönünü bulanlar var
Şehitlerin pak kanı toprağı aşkla yıkar
Bil ki yalnız değilsin geride kalanlar var

Mavilerde süzülür o mukaddes gül beniz
Uğrunda akan kanı taşır mı ki göl, deniz?
Laz’ı, Kürt’ü, Çerkez’i ayrılmaz bir bedeniz!
"Vatan sağ olsun" deyip baharda solanlar var

En zifiri gecenin şafağı güne gebe
Elbet, gücün küffara çalacaktır galebe
Tasalanma ay yüzlüm canımız sana hibe
Ecdadımdan davayı emanet alanlar var

Çaresiz gönüllerin tat katarsın aşına
Sevdalıyız vatanın toprağına, taşına
Verseler de dünyayı koymayız bir başına
Merhamet deryasına yekvücut dalanlar var

Gölgen turabı öper, sırdaşın sonsuz sema
Seni göremeyenin gözleri olur âma
Cemaline meftunuz o ne güzel bir îma
Seyrine doyamayıp yüreği dolanlar var

Tarifinden acizdir bilcümle ressam, şair
Yaşayan hikayesin şanlı mazime dair
Esirgemeyiz senden; gayret, imkân ve sair
Gaza meydanlarına yüreği salanlar var

Nice yiğitler uyar şehadete çağrına
Kefen diye sarıldın şehidimin bağrına
İman merhemi sürüp umutsuzluk ağrına
Asırlardır dinmeyen derdini bölenler var

Müşterek dualarda, cephede ellerdesin
Mazlumlar şevkatini, hışmını eller desin
Bir an eğme başını! Nicedir gönderdesin
Otağına sığınmış çaresiz olanlar var